22 Eyl 2008

12 Eylül'ü hatırlayalım sevgili de....



Hatırlayalım sevgili de…Neyi, kimin gözüyle hatırlayalım?

“Utancı bilerek yaşamak korkunç
Daha korkuncu da var; utancı bilerekten yaşatmak
Gördük hepsini işte, daha da görüyoruz. "

demiş usta şair Edip Cansever…

Evet, görüyoruz…12 Eylül bitti diyebilir miyiz?

12 Eylül’ün utancı halen devam ediyor…hem de bilerekten devam ediyor,

Hatırla Sevgili diyor birileri…hatırla !

Toplumsallıktan bireyselliğe, bireysellikten bencilliğe götürülüşümüzü hatırla…

15 Ağustos 1980’de New York Times gazetesi şöyle yazmış: “Türkiye’deki durum Batı açısından bir bunalım arz ediyor. Çareler araştıran Batı’nın bu bunalıma daha fazla tahammülü yok. Çünkü Türkiye NATO’nun stratejik cephesi içinde... İran’ın kaybından sonra Doğu ile Batı arasında tampon ülke...”

Özgürlüksüz, muhalefetsiz, bireyci, tekdüze, rıza gösteren bir toplum istediler.

Kurguladılar…

Toplumun hepsine bir deli gömleği giydirdiler…beyaz değil, haki rengi…

Ellerimiz kollarımız bağlı, ağzımız kapalı, ayaklarımız prangalı…

Kafalarımızı ve içindekileri de sıfıra vurdular.

Medya’yı da “bellek silicisi” ilan ettiler.

Turgut Özal demişti ki; "Türkiye'ye iki buçuk gazete yeter"…Değişen ne?

12 Eylül, Türkiye'de demokrasiye karşı otoriterizmin galebe çaldığı dönemin başlangıcı, çok renkliliğe ve çok sesliliğe karşı, “Tek Düşünce'nin zafer kazandığı”…Değişen ne?

12 Eylül’den birgün önce, yani darbeye bir gün kala, TİSK başkanı Halit Narin üretimi nasıl arttıracaklarının formülünü açıklamıştı: “DGM’ler kurulmadan üretim artmaz. Aynı Halit Narin 12 Eylül’ün anlamını darbeden sonra şöyle açıklıyordu. “Şimdiye kadar biz ağladık onlar güldü. Şimdi sıra onlarda”.

Rahmi Koç ise “12 Eylül devletin yeniden kurulması devri” idi. “Askeri yönetimin zamanında ve doğru kararlar almasıyla çok değerli zaman tasarrufu sağlandı” diyordu.

Öyle bir siyasi istikrar sağladılar, öyle bir zaman tasarrufu yaptılar ki ; Ergenekon denilen derin devlet ve darbe taklitçileri daha yeni yeni ortaya çıkıyor…İstikarara bak…zaman tasarrufuna bak… Değişen ne?

12 Eylül darbesinin izleri silinecekmiş… Halen yürürlükte ki 12 Eylül Anayasası ile mi silinecek izler?

Demokrasi alanımız mı genişledi? Hangi demokrasi ? Dış güçlerin önerdiği demokrasi mi?

12 Eylül’den bu yana adım adım inşa edilen toplum…işte hepimizin gördüğü, bildiği bu toplum…

12 Eylül’den bu yana değişen ne?

Hatırlayalım sevgili de…Neyi, kimin gözüyle hatırlayalım?

12 Eylül’ün apoletlileri hemen yanı başımızdalar…resimler yapıyor, şarkı söylüyorlar?

“Utancı bilerek yaşamak korkunç
Daha korkuncu da var; utancı bilerekten yaşatmak
Gördük hepsini işte, daha da görüyoruz.“

Hiç yorum yok: