Sonumuza doğru dört nala koşuyoruz. Nereye gidiyoruz böyle son sürat? Biraz yavaşlasak diyorum. Herşeyi durdurup, zamanı geri sarıp, hayatı en başa alsak…
Kentsel yaşamdaki yoğun tempoya artık “dur” demenin vakti geldi de geçiyor bile…
Hızlı şehir hayatı içinde herşeyi kaçırıyor duygusu yaşayanlar, zamanı yavaşlatmak, keyfi uzatmak isteyenler, yemeğini hissederek yemek isteyenler 1986’da “yavaş yemek (slow food)" hareketini başlatmışlardı.
Yavaş yemek hareketinin kurucusu İtalyan yazar Carlo Petrini diyordu ki; "Yediklerimizin tadına varacak kadar yavaş olmalıyız. Fast food’a karşıyız".
Roma’da İspanyol Merdivenleri’nde açılan Mcdonald’s restoranını protesto edenlerin ivme kazandırdığı “yavaş yemek hareketi” , 1999 da insanın insanla "kapitalizm dışı" bir ilişki kurmasını sağlamak amacı ile “ yavaş şehir (slow city) ” hareketine dönüştü.
Yavaş şehir hareketinin çıkış noktası; vahşi kapitalizmin eninde sonunda insana yenik düşeceği fikri.
Hareket İtalya’da 30 şehirde yaygınlaştı. Daha sonra Almanya ve Avrupa ülkeleri’ndeki bazı şehirlere de sirayet etti. Yavaş şehir olabilmek ve resimde görülen salyangoz logosuna sahip olabilmek için kentin nüfusunun 50.000 den az olması ve manifesto niteliğindeki oldukça ağır “yavaş şehir” keriterlerine uygun olması gerekiyor.
“Yavaş şehir” hareketine kabul edilen kentlerde insanlar daha düşük tempoda yaşıyor, çevreye çok daha duyarlı, daha az enerji tüketiyor ve bilinçsizce bir gıda tüketimi yerine az ama öz beslenme uyguluyorlar. Kendisine, ailesine ve çevresine daha çok zaman ayırabiliyor. Çevre ve doğa ile çok daha sağlıklı bir iletişim içindeler.
Selam ve sohbetin tadını yeniden keşfeden “yavaş şehir” insanları , parklarda sokaklarda, sahillerde zamanı adeta geri sarıyor, yaşamı başa alıyorlar.
Slogan; "Yavaş yaşa, iyi yaşa"
Logo ; Salyangoz.
“Yavaş şehir” hareketi günümüzde büyük bir tabana sahip. Dünya çapında örgütleniyor, her dört yılda bir büyük bir kongre düzenliyorlar.
Yavaşlama hareketi, aşırı kazanma hırsına, katlanan karlara, tekelci kapitalizme, emeğin sömürülmesine ve insani değerlerin metalaştırılarak piyasaya sürülmesine karşı bir alternatif olarak büyüyor.
Siz de bu tip “yavaş şehir” lerde yaşamak istemez miydiniz?
Bu hız ve bu hırs yetmedi mi artık?
Müthiş kalabalıkların içinde son sürat nereye koşuyoruz?
Koşmaktan yürümeyi unuttuk… “Yaşama ruhumuzu” yitirdik.
Herşeyi hızlı, alalacele yapmaktan yorulduk…robotlaştık.
İnsani tüm ilişkilerimiz yozlaştı…kokuştu.
Duyarsız, sevgisiz, saygısız, hoş görüsüz bir toplum olma yolunda dört nala ilerliyoruz.
“DUR” demeli hıza, hırsa… “yavaşlamalı”…
________________________________________________________________________________________
(1) The Slow Movement - Making a connection
http://www.slowmovement.com/
(2) Hızla yayılan yavaş şehirler, Kaynak: Spiegel, Strans.org, Slowmovement.com, Matogmer.no, Treehugger Çeviren: Gizem Kahraman Derleyen: Zeynep Güney - Arkitera.com
http://www.arkitera.com/h34231-hizla-yayilan-yavas-sehirler.html
(3) Yavaş Kent - Adil Gürkan / Turizm Gazetesi
http://www.turizmgazetesi.com/articles/article.aspx?id=39313
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder