Sosyal ağlardaki “kalabalık etkisi” ile oluşan kollektivist sanal yaşamın toplumsal gücü artıracağı düşünülürken tam tersi toplumu iyice ayrıştırdığı ve bireyleri yaşamdan izole ettiği görüşü ağırlık kazanmaya başladı.
Son günlerde dünyada bazı etkin sosyologların tartışma konusu haline gelen “siber şüphecilik (cyber-scepticism)” ve “birlikte yalnız(together alone)” kavramları ile ilgili olarak yayımlanan makaleler ve kitaplarda artış gözlemlenmekte.
Guardian’da Paul Harris tarafından kaleme alınan yeni bir makalede “sosyal ağlardaki insanların siber-şüphecilik eğilimlerindeki artışın, insanları birleştirme yerine daha da ayrıştırdığına” dikkat çeken görüş ve kitaplardan söz edilerek, Facebook ve Twitter’in insanları yalnızlaştırıcı, gerçek yaşamdan izole edici etkileri konusunda sosyal ağlara karşı akademik atakların hızlandığından bahsedilmiş. (Paul Harris, Guardian 22.01.2011)
Sosyologlar, Twitter, Facebook ve anlık mesajlaşma servislerindeki yoğunlaşmayı bir çeşit “modern delilik” olarak nitelendirerek, insanların bu çılgınlıktan ne şekilde etkilendiklerini ve bu etkilerin sonuçlarını yorumluyorlar. MIT profesörü Sherry Turkle, “Together Alone (Birlikte Yalnız)” isimli kitabında sosyal ağlara karşı bir savaş başlatmış durumda. Modern deliliğin bir patolojik bulgu halinden çıkarak insanların tipik davranışları haline dönüştüğünü, teknolojinin insan yaşamını ele geçirdiğini ve sosyal ağlardaki paylaşımların “insanları daha az insan” yaptığı görüşünü savunuyor. Siber-gerçeklik içinde insanların gerçek yaşamda sadece kötü bir taklidinin kaldığını, insanların gerçek yaşamdan izole olduğunu ifade ediyor.
Sosyologların üzerinde durduğu diğer bir konu ise; Google’ın insanları aptallaştırması ve düşünme gücünü yok etmesi. Google üzerinden bilgiye bunca kolay ulaşım, insanların araştırmacı yönünü yok ediyor, düşünme tembeli haline getirerek aptallaştırıyor.
“Slacktivist”…sosyal ağlarda yeni insan tiplemesi. “Slactivist bir nesil yetişiyor” diyor uzmanlar. Biz buna “salaktivist” de diyebiliriz. Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde oturduğu yerden dünyayı kurtaracağını sanan insanlar topluluğu! Gruplara katılımlar ve paylaşımlar ile neyin ne olduğunu anlamadan, bilmeden bir fikri ya da görüşü savunan “kalabalık etkisi” altında kalmış insanlar. Tüm bunlar “modern delilik” kapsamında değerlendirilmekte. Ayrıca slactivizm insanları beyin tembeli yaparken, slactivistlerin tıkları devasa bir sosyal ağlar ekonomisi yaratıyor.
Tamam, sosyal ağlarla iletişim, internet, bunların hepsi olması gereken şeyler ancak bizler sosyal ağlardaki iletişimlerin bizi azaltmasına daha fazla izin vermemeliyiz. Modern deli olmak istemiyorsak daha ilham verici, geliştirici, kalabalıkların içinde yalnızlaştırıcı değil bireysel olarak gücümüzü daha çok hissettiren iletişimlere ihtiyacımız olduğunu eni konu düşünmeliyiz.
Sosyal ağlarda iyi bir paylaşımcı olmak değil, gerçek yaşamda iyi bir insan olabilmek daha önemli. Bilgili görünmek yerine gerçekten bilgili olmak entelektüel geleceğimiz için gerekli.
Bir cafede oturup laptopundan ya da iPhonundan sosyal paylaşım sitelerinde üleşerek sosyal olmaya çalışan bir insan, ne içtiği kahvenin tadına varır ne de etrafındaki insanların ne de sahici yaşamın…Keza evde de aynı şey söz konusu!
Sahiden var olanın peşinden gitmek yerine bir camın arkasından görünene koşmak bizi azaltıyor, insanlığımızı yok ediyor, sanal zombi yapıyor…üstüne de “salaktivisit” oluyoruz.
Modern deliliğe dikkat…!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder