27 Tem 2008

Neden bu çaba "pis bulanık gri" için?



Yurdumun karışık, sıkıntılı, heyecanlı hallerinin yansıdığı gündemle yine ömürden bir hafta geçti.

Dünyada kaç tane ülke vardır, gündemin bu kadar hızla değiştiği ve haber çeşitliliği açısından bu kadar zengin olan? Politika, magazin, güncel yaşam, spor haberleri an be an değişiyor. Şimdi hakkını yemeyelim medyamız da baya bir hızlı çalışıyor.

Her gün, bir farklı yaşanıyor yurdumda. Bir de bakıyorsunuz haftalar, aylar, yıllar devriliyor. Ama biz halen yerimizde km tüketmeye devam ediyoruz.

Karışık ve bulanık renkli yurdum görüntüsüne , kendi güncelimiz de katarak, kendimize has bir yaşam rengi oluşturmaya çabalıyoruz.

Yaşam rengi oluşturmak deyince ; belki sizin de bildiğiniz güzel bir yazı vardır.

Şöyle der yazıda ;

“Evin duvarlarını boyayacaktım.

Önce boyacıları dolaşmakla işe başladım. Kataloglardaki renkler benim istedim limon yeşiline bir türlü uymuyordu. Hatta bazı boyacılar senin istediğin limon yeşili değil limon sarısı, yanlış arıyorsun dediler. Olmadı.

Sonunda istediğim limon yeşili boyayı kendim hazırlamaya karar verdim. İlk aklıma gelen sarı, mavi ve biraz açmak içinde beyaz renkte boyalar almak oldu. Boyacıların yolunu tuttum.Yine olmadı. Çeşit çeşit sarı, çeşit çeşit mavi.

Boyacılara soruyorum, şunu, şunu almalısın diyorlar. bazıları yardımcı olmak için renk hazırlıyorlar, olmuyor.

Benim istediğim rengi tutturamıyorlar.

Benim limon yeşilim, balkonumda yetiştirdiğim limonun yeşili.

Ben onu istiyorum.

Tüm tersliklere karşın, olabileceğine inandığım sarıdan, maviden bir de beyaz boyaları alıp eve geliyorum. Kesin başaracağım.

Tüm hazır renklere, tüm boyacılara inat kendi rengimi bulacağım.

Büyükçe bir kovaya sarı boyayı döktüm önce. Sonra biraz mavi katıp karıştırmaya başladım. Olacak gibi, ama daha değil. Rengi açmak için biraz beyaz karıştırdım bu sefer.

Yaklaşıyorum. Olacak. Ama sanki biraz daha mavi katsam iyi olacak. Çok mu maviye kaçtı bu sefer.

Biraz sarı. Kalmadı. Aldım yeniden. Boyacı sana pembe de vereyim, birkaç damla atarsın, sanırım istediğin o dedi. Aldım.

Biraz sarı, yok, az mavi, iki damla pembe… Giderek kovadaki renk griye dönmeye başladı.

N’apsam. Beyaz, hayır yetmiyor. Sarı, ı-ıh. Mavi, pembe…

Bir kova dolusu petrol atığı… Pis bir koyu gri…

Oysa ben sadece balkonumdaki limon yeşilini istemiştim.”

Yaşam; sadece istediğimiz rengi tutturabilmek telaşı değil mi dir?

Renkler sadece bizim bildigimiz 12 tane renkten oluşmuyor. Renklerin kendine yakın yüzlerce tonu ve toplamda yüzlerce renk var.

İllakide limon yeşilini bulacağız diye bir kural da yok, yeter ki hem yurdumuz hem de kendimiz için “pis koyu gri” ye çabalamayalım.

Ben inanıyorum ki, “pis koyu gri” yerine , tutturmak istediğimiz rengi bir gün mutlaka bulacağız.

Güzel günlere, arzu ettiğimiz renklere ulaşabilmek telaşı içinde herkese sevdikleri ile mutlu bir Pazar günü diliyorum.


Hiç yorum yok: