12 asker daha şehit oldu!
Şiddetin ve terörist saldırıların hızla tırmanacağının sinyali seçimler öncesinde gelmişti…BDP’li Aysel Tuğluk bir konuşmasında diyordu ki ‘Felaketimiz eşikte duruyor. Kürt meselesiyle ilgili olan herkes bilebilir ki, ağır ağır değil, hızlı hızlı sıfır noktasına doğru gidiyoruz. Çok kötü şeyler olacak’.
Bu söylemi ciddiye almak gerekiyordu. Zira konuşmanın akabinde ve seçimlerin hemen öncesinde terör eylemleri ve askeri operasyonlar yeniden hız kazandı. Diyarbakır’da asker ve kamu görevlilerinin kaçırılması ile başlayan yeni terör eğilimi Silvan’da 13 şehit ve bugün Çukurca’daki 12 şehit ile devam etti.
BDP, PKK'nın bir kırılma noktasına geldiğinin farkındaydı. Meclis’i boykot kararının bu kırılma farkındalığı ile ilgisi var mıydı yok muydu tartışılabilir ancak PKK içinde birkaç senedir yaşanan saflaşmalar ve seçimler sonrasında terör örgütü içinde iyice gün yüzüne çıkan güç mücadelesi, terör sorununda da kırılmaya neden olmuştur.
Halbuki seçimler öncesinde Abdullah Öcalan çok net olarak diyordu ki “ barış konseyi için anlaştık, devrimci halk savaşına gerek kalmadı’. Ancak bu söylemin hemen ardından Silvan baskını, 13 şehit haberi ve tek taraflı demokratik özerklik ilanı geldi.
İşte PKK’nın ve terörle mücadelenin kırılma noktası budur. PKK, Öcalan’la devletin yapmış olduğu anlaşmayı kabul etmemiştir. Bu nokta aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın liderliğinin sıfırlandığı noktadır.
Şimdi herkes Başbakan’ın aniden değişen tavrını ve ‘ bıçak kemiğe dayandı’ sözünü, PKK’nın son saldırılarını ve barışçıl çözümden neden vazgeçildiğini anlamaya çalışıyor.
Peki kim bunlar? PKK içinde, Öcalana’a rağmen, savaş isteyener ve barışçıl çözüme yanaşmayanlar kimler? PKK içindeki bu farklı fraksiyonlar ne yapmak istiyorlar?
PKK’nın içinde şu anda etkin olan iki kanat var. Bunlardan birincisi Murat Karayılan grubu ki PKK’nın ideolojik yönünü temsil ediyor ve yürütme stratejilerini belirliyor, barışçıl çözüme daha yakın görünüyorlar. KCK da bu kanadın devamı niteliğindeki siyasi oluşum.
PKK içindeki diğer kanat ise ki bunların derin devlet ile işbirliği içinde oldukları biliniyor, Ankaralılar ya da PKK’nın şahinleri diye de anılıyorlar; Cemil Bayık grubu. Bu grup Öcalan’a rağmen savaşın devamından yana ve Öcalan’dan daha güçlü oldukları kesin. Zira Öcalan’a kendi gündemlerini dayatabiliyorlar. Bunların ilk hedefi bölgedeki Ak Parti gücünü çökertmek ve masa başına gidildiğinde PKK’nın kozlarını rahatça öne sürüp, kabul edilebilirliğini artırmak. Öcalan da kendi şahsi çıkarlarının peşinde olduğundan, bu grubun dayatmaları durumunda kolaylıkla pasif duruma çekilebiliyor.
Şu andaki ortam PKK’nın bu şahin kanadı için bulunmaz bir fırsat, zira “ komutanlar istifa etti, terör tırmanıyor” dedirterek iktidarın elini zayıflatmak çabasında. PKK’nın bu stratejisi, Başbakan’ın neden birden bire sert bir tavır aldığını ve bıçak kemiğe dayandı sözlerini yeteri kadar açıklıyor.
Bu tavırlar karşılıklı olarak bu şekilde gittiği sürece, barışçıl çözümü unutalım. Dağdaki son terörist ölene kadar 30 yılı kaybettik, bir 30 yıl daha böyle gider.
İran, Kandil’e hazırlanıyor, Suriye malum, Türk tarafının da nereye çekilmek istendiği belli. Bu ortamda Başbakan’ın sert tavırlarını asla doğru bulmuyorum. Devlet teröre karşı gereken önlemleri elbette alacak, almalı da ancak Başbakan savaş diliyle konuştuğu zaman terör sorunu ile kürt sorununu birbirine karışabilir ki işte asıl felaket o zaman olur .
PKK kanadında savaş isteyen çok sayıda Kürt faşisti var, ya Türk tarafında? Bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük Kürt sorunu ile terör sorununu birbirine karıştırmaktır!
PKK’nın derdi tasfiye olmaktan kurtulmak, çünkü barış ve demokratik siyasi süreçler içerisinde bu tip örgütler yaşayamıyor. Eğer barış dili bir yana itilirse böyle bir ortam PKK’lı şahinlerin işine gelir, şiddet daha da tırmanır ve çok kan akar.
Satırlarımı sonlandırırken, medya flaş haber geçiyordu “ Türk savaş uçakları Kandil ve Zap’taki hedefleri vuruyor”!
Barış çok mu zor?...
Bir an önce barış ve huzura kavuşmak, şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı ve sabır diliyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder