Kürt çocuk, sadece Türkçe konuşabilen öğretmenine, “öğretmenim tuvalete gidebilir miyim?” sorusunu soramadığı için altını ıslatıyor! Çünkü O’nun annesinden öğrendiği dil Kürtçe! Anadili Türkçe olmayan Kürt çocuğunun yerine şimdi kendi çocuğunuzu koyun ve düşünün…
Ya da okuma ve yazmayı 3 ay gibi kısa bir sürede, çocuğa verilen okuma fişlerinden sökmesini hedefleyen bir eğitim sisteminde, ses ve konuşma olarak dahi hiç Türkçe bilmeyen bir Kürt çocuğunun bu işi nasıl beceripte elmasını kızartabileceğini düşünün…
Bu çocuk Kürtçe hayaller kurarken, anadilinden düşünürken, kendini anadili ile ifade edebiliyorken, nasıl Türkçe eğitilecek? Onca müfredat bu çocuğa Türkçe nasıl öğretilecek? Bu çocuğun bir birey olarak ilerideki başarısı sadece şans ve tesadüflerin sonucu değildir de nedir? Toplum içindeki başarı şansı, anadilinden ne kadar uzaklaşırsa, anadilini ne kadar unutursa, Türkçe’ye ve Türk’lüğe ne kadar asimile olursa o kadar mı artacaktır? Ya bu süreç içerisindeki travmaları? Kimlik ve kişilik bölünmeleri? Gelinen nokta işte koskocaman bir Kürt sorunu! Bir toplumun dili zorla yasaklanıyorsa ve bir başka dil zorla öğretiliyorsa bunun adı şiddettir, baskıdır, asimilasyondur…
Anadilde eğitim insanın en temel hakkıdır, bunun yasalanması da bu hakkın ihlalidir.
Bir çocuğu yok etmek istiyorsanız o zaman ona annesinden öğrendiği dili yasaklayın, 80 yıldır yapıldığı gibi…Kürt çocukları 80 yıldır, evinde annesi, babası, kardeşleri ile konuştuğu dili okulda arkadaşları ve öğretmenleriyle konuşamıyor. Kendi diliyle şiir, hikaye yazamıyor, duygularını anne dilinden ifade edemiyor. Kimin hakkı var bu çocukların dünyasını ve geleceğini karartmaya?
Anayasa`nın 42.maddesi diyor ki; "Türkçe`den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez". Bu madde zaten başlı başına tuhaf. Resmi dil Türkçe olduğu için çocuğa Kürtçeyi anadili olarak değil ancak yabancı bir dil olarak öğretebilirsin! Bu çocuğun anadili Kürtçe iken sen bunu ancak yabancı dilmiş gibi nasıl okutursun, hoş öyle bir derste yok ya, seçmeli bile olsa böyle bir ders yok. Ayrıca bu madde ; “Eğitimin resmi dili Türkçedir” demiyor, böyle demiş olsaydı bugün İngilizce eğitim veren pek çok okul ya da üniversite olmazdı.
Resmi dil saplantısı artık en geri kalmış Afrika ülkelerinde dahi yok. Bugün dünyadaki pek çok ülkede birden fazla resmi dil var, birden fazla anadilde eğitim yapılabiliyor. Hiç birisi de şimdiye kadar bölünmedi! İsveç’te tam 112 dilde eğitim görülüyor, bir sınıfta beş kişi bir araya gelip kendi dilinde eğitim alabiliyor.
Dil, haktan da öte bireysel bir varoluştur. Bir insanın varoluşunu red ederek, görmezden gelemezsiniz. Temel hak olarak bile düşününce, anadil, yaşama hakkına eş değerdir. Bu hak kullanıldığında sonucu nereye gider diye düşünemezsiniz. Kürtçe eğitim vermek ne üniter yapıyı bozar ne de Türkçe’ye zarar verir. Yeter ki Kürtçe eğitimin alt yapısı doğru düzgün hazırlansın, uzmanlarla el ele verilsin.
Ancak bu ülkede her konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standart söz konusu. Bir yanda türbana inanç özgürlüğü gereği diyeceksin, diğer yanda “Kimse bizden resmi olarak anadilde eğitim beklemesin” diyerek çift dilli veya çok dilli eğitimin Türkiye’nin iç barışı açısından sıkıntılı olacağını söyleyeceksin! "Böyle talep olur mu"diye Kürtçe eğitime itiraz edeceksin. Bu alenen çifte standarttır ve demokratik açılıma gölge düşürür.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da “asimilasyon insanlık suçudur” diyor, Türk dilinin ve kültürünün Almanya’da büyümesini istiyor. Ya ülkendeki Kürt vatandaşlarının anadilinde eğitim almasına karşı çıkmak…bu asimilasyon değildir de nedir?
Özünde bir kimlik sorunu, kimliğin özünde ise ‘anadil’ sorunu olan bir Kürt sorununu şiddetten ayırabilmenin çözümü öncelikle Kürtçe eğitime olanak ve alt yapı sağlamakla olur.
Bir insanın anadiline yasak koyarak, başka bir dilden kendini ve bir diğerini anlamlandırmasını ve anlamasını bekleyemezsiniz.
Anadilde eğitim Kürtler ile Türkler arasında bölünmeye yol açmaz, aksine bütünleşmeyi sağlar, çünkü insanlar birbirini anlayabilir hale geldikçe aradaki uçurumlar yok olur.
Asıl, yasaklar bizi bölünmeye götürür, bırakın insanlar anne dillerinden hayallerini kurduğu gibi konuşsun, yazsın, okusun, şarkı söylesinler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder