28 Şub 2010

Balyoz operasyonu gerekliydi, kimse hukukun üstünde değildir

Eğer ki "hukukun üstünlüğünün de bir sınırı vardır, hukuk bazıları için ayrıcalık tanımalı" deniliyorsa, hukuksuzluğu meşrulaştırmış olursunuz. İşte o zaman, yollarında güven içerisinde yürüyebileceğimiz bir ülke bulmak da mümkün değildir.

"Asker yargılanamaz, yargılanırsa onuru zedelenir, yıpranır" düşüncesi, ne yazık ki TSK’yı bugün olması gereken noktadan, Balyoz Operasyonu noktasına getirmiştir.

Keşke TSK “ kol kırılır ama yen içinde kalır” mantığıyla hareket etmeyip, bizzat kendisi darbe planlayıcılarının üzerine gitmiş ve gerekli soruşturmaları kamuoyunun gözü önünde yapmış olsaydı…Ben halktan birisi olarak İlker Başbuğ’un "TSK’nın da bir sabrı var, taşırmayın” demesi yerine, “artık bu ülkede darbe ve darbeci zihniyetlere yer yoktur, TSK darbecilerden bizzat kendisi hesap soracaktır” demesini beklerdim…Hukukun üstünlüğüne inananan bir ordu bunu yapabilmeli, TSK içinde kanunsuz yapılanmalara bulaşmış kişi ve grupların tasfiyesini bizzat yapacak hukuk sürecini başlatabilmeliydi.

Bir diğer konu da İktidarın, Balyoz operasyonu ile başlayan hukuk sürecine, TSK’ya karşı güç kazanımı olarak bakma eğilimidir. Bazı AK Parti’li milletvekillerinin söylemleri ve hatta iktidarın tavrı, bu süreci ciddi ve tarafsız yürütebileceği konusunda şüphelere neden olmaktadır. Bu sürecin “İktidar, Ordu’ya hesap soruyor” şeklinde değerlendirilmesini önlemek için, yürütme erki ciddiyetini göstermesi gerekiyor…aksi halde, İktidar da “gizli gündemi var” şaibesinden kurtulamaz.

Ve nihayet, muhalafetin popülist söylemleri ile aynı doğrultuda düşünenler veya Baykal ağzı ile "ama darbe gerçekleşmedi ki" düşüncesinde olanların da bu ülkede demokratik hukuk devletini yaşatabilmek için, darbe tertiplerinin hesabını sormaktan başka çare olmadığını artık anlamaları gerekiyor. Ne yazık ki bugüne kadar etkin olmayan ve ciddiyetten uzak muhafelet partileri, bu ülkede TSK ve Yargıyı her defasında İktidar’ın karşısına getirmiş, asker ve yargının siyasallaşmasına sebep olmuşlardır.

Gerçekleşmemiş darbe, darbe değildir mantığı ile darbe planı yapanlardan hesap sorulmadıkça demokratik hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla çalıştırılması ve yaşatılması mümkün olamaz. Başarılı olamamak darbeciyi kurtarmadığı gibi, başarılı olamamış darbeciyi savunmak, kol kanat germek de destekçilerini kurtarmaz.

Aslında bu balyoz, her kesime iniyor…düşünüldüğünde inen balyozdan ilgili her kurum dersini almalı. Kim, ne görevde olursa olsun, hukuktan üstün değildir.

Asker de, sivil de, hukukun üstünlüğü ortak paydasında buluşabilirse eğer, hiçbir kurum yıpranmayacak ve Türkiye kazanacaktır…umut edilen de budur.

Hiç yorum yok: