Türkiye’de neler oluyorsa, Tophane’de de aynısı oluyor, olduruluyor!
Boğazkesen sokakta 4 sanat galerisi, açılış gecesinde basılmış, yüze yakın saldırganın taşlı, şişeli ve biber gazlı saldırısına maruz kalmış, sanat galerilerinin açılışlarına katılanlara nerdeyse linç girişiminde bulunulmuş…
Bedri Baykam’a gün doğmuş, hemen ortaya atlamış… “az daha yeni bir Madımak olayı ile karşı karşıya kalınacaktı”, “vay efendim gericilerin işi, sanata düşmanlık” gibi klasik Kemalist yaklaşımlar! “AKP Türkiye’yi ne hale getirdi, şeriatın provaları”… v.s. v.s bilindik korku tüneline sokma çalışmaları, bilinçli çabalar!
Ya medya…"mahalle baskısı, içki içenlere linç girişimi, sanata yobaz saldırı"!
Daha başka?
Devlet erkanından açıklama da geliyor… “ rutin bir olay”, sanki mahalle kavgası!
Hedefler ve bahaneler hep aynı… 28 Şubat öncesi canlandı bir an zihnimde. O zamanda bu ve benzeri pek çok olay yaşandı, sonuç malum.
Hedefler öyle seçiliyor ki, taa yıllar öncesinde azınlıklar, takip eden zamanlarda Aleviler, komünistler, Kürtler…şimdilerde en önemli hedef yine hedef gösterenlerin tabiriyle dinciler, gericiler. Her dönemde, kendileri gibi olmayan, düşünmeyen herkes için bahaneler buldular. Ortamlar hazırlandı, istikrar nasıl bozulur planları yapıldı ve karanlık eller tetiğe bastı. Sonra yayılsın korku, yayılsın linç kültürü, yayılsın ırkçılık, yerinde saysın Türkiye, saysın ki istikrarsızlıktan nemalananlar yaşamlarını devam ettirebilsinler.
Sanat galerileri basılsın ki ertesi gün gazetelerde kalın puntolarla yazsın “ mahalleli sanata saldırdı, içki içenlere saldırdı” ... İşte buyrun hedef, buyrun bahane…
Sonrasında klasik Kemalist ve ulusacı korunun sesleri hemen çıkmaya başladı “İstanbul’daki Madımak”, “sanata, sanatçıya yobaz saldırı”…bizi böyle böyle ayrıştırdılar işte…
Tophane’de yaşanan olayların bir de öbür yüzü var, olayların salt içki ekseninde olmadığını gösteren diğer bir yüzü, hatta birkaç yüzü…
Saldırıda bulunulan ilk galeri, Non sanat galerisi… “Extramücadele” rumuzunu kullanan bir sanatçı ve bu sanatçının eserlerinden oluşan bir projenin sergilendiği galeri. Bu projenin saldırı ile ne ilgisi var demeyin, bence bire bir ilgili…
Extramücadele 2010 projesinin adı “Bunu ben yapmadım, siz yaptınız”…projede sanatçının Atatürk’ü çok farklı gösteren fotoğraf çalışmaları var, özellikle “Melek Atatürk ya da Rodin Kemalist olsaydı” isimli fotoğraf aşırı Kemalistlerin ve ulusalcıların hedef tahtası haline gelmiş durumda ve sürekli tehditler alıyor. Çünkü Extramücadele, manifestosunda hayali siparişler üzerine çalıştığını ve baskı altındaki tüm topluluklar için işaretler tasarladığını söylüyor. Diyor ki “İnançlarımızın dayanağı birer heykel kaidesi midir? Eğer kendimizi gerçekten, ama gerçekten zorlarsak, başkalarına dediğimizi yaptırabilir miyiz? İleri mi gitmeli geri mi, yoksa yerimizde mi sayalım? Aklınızdan geçeni karşınızda görmeye hazır olun.”
Extramücadele’nin fotoğraf çalışmaları arasında, ters basılmış ay yıldız, doğudan akrebin zehirli kuyruğu çıkmış Türkiye haritası, Atatürk ve bir çarşaflı kadın elele tutuşmuş, melek kanatlı Atatürk yere düşmüş halde görüntülediği benzeri fotoğrafar var. Merak edenler için Galeri Non . Extramücadelenin kendi web sitesi de vardı ancak ulusalcılar tarafından hacklendi.
Tophane’deki ilk ve en yoğun saldırının işte bu Extramücadele’nin eserlerinin sergilendiği Non Sanat galerisine yapılması, olayı salt içki ekseninden ya da salt sokakta araç geçiş kavgası ekseninden çıkartıyor. İçki eksenine kaydırılan mahalleli yani provokasyona hazırlanmış bir ortam görüntüsü veriyor. Daha önce de bu sanatçının eserlerinin sergilendiği galerilere ulusalcılar tarafından saldırılarda bulunulmuş zaten. Sonuçta saldırılara birkaç daha sanat galerisi katılarak provokasyon amacına ulaştırılmış. Artık medya aracığı ile vurun abalıya, hangisine isterseniz!
Peki Tophaneli’nin kanına kim, kimler girdi? Bu da yaşanan saldırıları doğru okuyabilmek için bakılması gereken başka bir nokta.
Son 15 yılda Tophane’nin sosyolojik yapısı değişmiş. Galata'nın Tophane'ye bakan taraflarında ekonomik doku radikal olarak değişime uğramış. Kafeler, yeni mekanlar, oteller açılmış, eski binalar restore edilmiş ve yüksek fiyatlar dönmeye başlamış. Tophane’ye rant girmiş, rant kavgası girmiş. Burada çoğu yoksulluk sınırının altında yaşayan mahalleli de haliyle ürkmüş, sosyal saldırı psikolojine girmiş. Sanıyorlar ki mahalle elden gidiyor ve haksız da değiller. Bu insanları provokasyonlara alet etmek çokta zor olmasa gerek. Saldırıların altında böyle bir sosyolojik ve psikolojik neden de var.
Tophane’deki sanat galerisi saldırısına sadece tek bir gözden ve de aynı taraftan bakılmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de madalyonun hep iki yüzüne bakmak gerektiğini tarih bize acı deneyimlerle öğretti.
Her kesiminden fokurdayan bir Türkiye gayretinde olanları artık bu millet çabuk farkediyor, yutmuyor yani…
Saldırıyı kınıyorum, olayın en ince detayına kadar araştırılması ve soruşturulması, sözde değil özde suçluların bir an önce ortaya çıkartılması gerekiyor.
1 yorum:
zavallı hırsız, ev sahibini kahretsin emi, provakasyon için neler yapıyor!!!
Yorum Gönder