Sosyal ağlardaki “teşhir ve gözetleme” merakımızın gün gelip dünyada fiziksel sınırları ortadan kaldıracağını, mahremiyetimizin paraya tahvili ile gün geçtikçe dev bir ekonomiye kaynak yaratacağını düşünemezdik bile.
Çok değil bundan 10 yıl öncesine kadar, evimizden çıkıp işimize, okulumuza gidiyor, kağıt baskı gazeteleri okuyor, radyo dinliyor, Tv izliyor ve bu medya araçlarında yer alan reklamlar ise tüketim eğilimlerimizi belirliyordu. Şimdi ise hayatımızda internet ve sosyal medya var; öyleki Facebook, Twitter, Friendfeed gibi sosyal ağlarda ortalama olarak günde 6-7 saatimizi geçiriyoruz.
Tüketici eğilimlerimizi artık internet ve sosyal medya ağları belirliyor ve aynı zamanda bu tüketim eğilimlerimizden dev bir ekonomi oluşuyor…
Facebook kullanıcı sayısı tüm dünyada 400 milyona ulaştı. Bu sayının yarısına yakını, yaklaşık 200 milyon kişi her gün Facebook kullanıyor, yine her gün binlerce yeni üye Facebook’a katılıyor. Facebook nüfusunun bu artış hızı dikkate alındığında çok kısa bir sürede 1.3 milyar nüfusa sahip Çin’i, 1 milyar nüfusa sahip Hindistan’ı geçeceği ve gelecek 5 yıl içinde 5 milyar kullanıcıya ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de ise Facebook kullanan 20 milyon insan var ve her yıl 1 milyon yeni Türk kullanıcı ekleniyor. Genç nüfusumuzun çok oluşu Türkiye’de Facebook popülasyon hızını artırıyor. Neredeyse Facebook hesabı olmayan genç yok gibi. Facebook nüfusunda dünya üçüncüsüyüz.
İngiliz Guardian gazetesinin internet sitesinde Bobbie Johnson tarafından yayımlanan How big is the Facebook economy? (Facebook ekonomisi nekadar büyük? ) başlıklı makalede, yatırımcıların Facebook’a her geçen gün çok daha fazla para pompaladıklarını ve yatırım anlamında Facebook’u güvenilir bir yatırım aracı olarak gördüklerinden bahsediliyor. Bu anlamda 2010 yılında Facebook’un gelirinin 1 milyar doları geçeceği tahminine de yer verilmiş. Dijital trend analizleri yapan e-Marketer ise 2010 yılında Facebook’un, tüm dünyadaki sosyal ağlarda yapılan reklam harcamalarının yüzde 25'ine sahip olacağını belirtiyor.
Twitter ve Friendeed için de büyüme hızı anlamında durum çok farklı değil. Twitter, dünyada 75 milyon hesaba ulaşmış. Türkiye’de ise Twitter ve Friendeed kullanımı hızla artıyor. Twitter; özellikle medya, ünlü kişiler ve gazeteciler tarafından sürekli destekleniyor. Tam olarak sayısı bilenmese de Türk Twitter kullanıcılarının sayısı hızla artıyor. (Sosyal Medyada Global Gelişmeler ve Türkiye’deki Durum)
Facebook, pek çok şirketin hedefi; dünyada birçok şirket daha çok genç pazarı hedefleyen ürünlerin tanıtımını Facebook'tan yapıyor, Facebook'ta şirket sayfalarındaki tartışma platformları, tüketiciyi farkettirmeden o markanın içine çekiyor. Örneğin direkt olarak reklam kokmayan, eğlenceli bir uygulama veya oyun geliştiriliyor, önce eğlendiriyor sonra bilgi veriyor, böylelikle marka konuşulmaya başlıyor, o marka ile ilgili kullanım bilgileri paylaşılıyor, tavsiyeler yapılıyor. Yani iletişim artık markadan tüketiciye değil, tüketiciden onun arkadaşlarına ya da ailesine doğru ilerliyor, paylaşılarak yayılıyor. Twitter ve Friendfeed ise hedefi tam onikiden vuruyor, kısa içerikli firma tanıtım ve reklamları Facebook’takinden çok daha kolay ve rahat izleniyor. Facebook’taki veya diğer sosyal ağlardaki reklamlar sahiplerine milyarlarca dolarlık bir alış veriş ekonomisi olarak geri dönüyor.
“Kulaktan kulağa pazarlama” kavramı, artık “klavyeden klavyeye pazarlama” haline dönüştü. Şirketler, sosyal ağlardaki reklamları için milyonlarca dolarlık bütçeler ayırıyor, “sosyal etki pazarlaması” dünya üzerindeki tüketim ekonomisinin can damarı haline geliyor. Benim Nike markasını tercih ediyor olmam, Facebook’ta fan kulübüne katılmam ve Twitter’da veya Friendfeed’de Nike ile spor yaparak kendimi çok zinde hissettiğimi yazmam, benim ağımdaki insanların Nike’a duydukları sempatiyi arttırıyor. Bu etki, benim kendi objektif görüşüm olduğundan, şirketin kendi reklam kampanyalarından çok daha etkili.
Sosyal ağlarda milyonlarca insanın kişisel bilgilerine ulaşımın gizlilik ilkesini ihlal etmesine ve “sosyal norm” tartışmalarına neden olmasına rağmen, bu bilgilerin dünyadaki tüketim ekonomisi için ne kadar önemli olduğu aşikar. Facebook’da kullanıcıların yüzde 60’ı profillerine erişimleri kısıtlıyor ancak ağlarındaki kişilerle etkileşimleri bile Facebook’un yarattığı ekonominin milyarlarca dolara ulaşmasına yetiyor.
Facebook’un sahibi Mark Zuckerberg’in ilginç bir saptaması var; Facebook kurulduktan beş yıl sonra, "İnsanların sadece daha fazla bilgi paylaşmakla kalmadıklarını daha fazla bilgiyi daha fazla insanla paylaşmaktan da rahatsızlık duymadıklarını fark ettik" diyor. Facebook ve diğer sosyal ağlardaki üyelerin bu derece özel bilgilerinden vazgeçebilecek olmasının nedeni ise onlara eğlendirici hizmetler yaratılmasında yatıyor. İnsanlar gizlikten vazgeçtikçe, bunun paraya tahvili kolaylaşıyor.
Tüketim eğilimlerimizi, sosyal ağlar belirliyor…biz sosyal ağlarda mahremiyetimizden vazgeçtiğimiz sürece, teşhir ve gözetleme merakımız, dünyada dev bir ekonomiye kaynak yaratıyor.
Biz buna “Facebook ekonomisi” ya da "teşhir ve gözetleme merakımızın paraya tahvil edilişi" diyoruz!
2 yorum:
Bu sayfaları ve resimleri çok beğendim. Paylaştığınız için teşekkürler, yine geleceğim.
:) teşekkür ederim,ben de sizin sayanızı inceledim...çok naif içerikler...sevgiyle
Yorum Gönder