Ne irtica, ne terör, ne de darbe planları…rakamlar bu ülkede en çok korkulması gereken tehdidin “işsizlik” olduğuna işaret ediyor.
Her yıl iş gücü piyasasına 15 yaş üstü yaklaşık 1 milyon genç nüfus katılıyor, hali hazırda bu nüfusun yarısının işi yok!...işsizler ordumuza geçen sene 860 bin yeni işsiz eklendi, Türkiye’de yaşayan her dört kişiden biri işsiz!
İşsizlik, bizim yapısal sorunumuzdur, geçici ve sıradan bir sorun değildir. Büyüsek de küçülsek de ekonomideki bu zafiyetten kurtulamıyoruz. Neden?... Çünkü 1980 yılından beri uygulanan yanlış, kısa vadeli ve günü kurtarmaya yönelik ekonomi politikaları, işsizlik sorununu iyice kronik hale getirmiştir.
Eğitim sistemi, yatırım, teşvik, üretim, istihdam, ücretlendirme, vergilendirme, sosyal güvenlik politikalarındaki yanlış uygulamalar, aralarındaki koordinasyonsuzluk ve nihayetinde küresel ekonomik krizin etkileri ile işsizlik, yapısal bir sorun olarak Türkiye gündeminin birinci sırasına yerleşmiştir. Mevcut eğitim sistemi ile ekonomik ve sosyal politikalar, istihdam yaratmaya odaklı olmadığından, bugün geldiğimiz noktada, sorunun çözümü de bir hayli zorlaşmıştır.
Peki, İşsizlik sorunumuza üretilebilecek sürdürülebilir çözümler nelerdir?
Önce eğitim sistemimizden başlamak gerektiği düşüncesindeyim; Eğitim sistemimizin yetiştirdiği işgücü ile ekonominin talep ettiği işgücü arasında kopukluk vardır. Okullarda verilen teorik bilgi ile iş yaşamındaki bilgi gereksinimi, tıp, mühendislik gibi temel branşların dışında birbirleriyle uyumsuzdur. 8 yıllık zorunlu eğitimden sonra, mesleki eğitimde yoğunlaşma sağlanmalıdır ki iş gücü açısından bir anlam ifade etsin. Bugün sokaklar üniversite mezunu olup da alâkasız işler yapan ya da boş gezen gençlerle dolu ise eğitim sistemimizde bir aksaklık var demektir. Genç nüfus ne yazık ki iyi eğitilememiştir!
İşsizlik sorunu için genelde gündeme getirilen önerilerden birisi de-ki en yanlış olanıdır; hükümetin personel alımı yapmasıdır, şimdiye kadar yapıldığı gibi…ama gerekli gereksiz personel alımı, hem verimliği düşürür hem de kamu harcamalarını artırarak bu harcamaların topluma vergi olarak geri dönmesine neden olur…işte ekonomide kısır döngü de böyle başlar…vergi artar, alım gücü azalır, yatırım yapmak güçleşir, üretim azalır…sonuç yine işsizlik! Devletin, işsizliğe çare bulmak için personel alması yerine, üretimi yapacak girişimciyi, yatırımcıyı desteklemesi daha doğrudur, ancak bu teşviklerin sadece büyük yatırımcıya değil, bölgesel ekonomik gelişmişliklere göre küçük işletmelere veya esnafa yapılmasında fayda vardır, tabii ki istihdam yaratıyor olmaları şartı ile. KOBİ'lerin ve küçük işletmelerin önü açıldığı takdirde işsizliğin önüne geçilebilir!
Çalışma saatleri aşağıya çekilebilir, insanlara hizmet sektöründe saatlik iş olanakları açılabilir. İstihdam üzerinden alınan vergi, prim, işveren payı şu anda yüzde 40 civarındadır, bu oran Avrupa ortalaması olan 25`e indirilirse kayıtsız istihdamın önüne geçilebilir. Küçük girişimcinin, iş kurma maliyeti düşürülmelidir, bugün bir işyeri açabilmek için en az 4 bin lira sadece vergi ve harç ödenmektedir. İş yeri açmakta formaliteler kaldırılıp, teşvik edilirse küçük girişimcilik teşvik edilmiş olur. Küçük işletmelerin ekonomiye katkısı büyüktür, istihdam ve işsizliğe de! Büyük yatırımcının, yatırım hevesinin gelmesini beklemek doğru değildir!
Ulusal İstihdam Çalıştayı’na sunulan ve 900 bin kişiye istihdam sağlayacak projeyi de önemsiyor ve doğru buluyorum, yeter ki hayata geçirilebilsin. Ana hatları ile 30 bin yeni kurulacak firmaya kuruluş destek kredisi, ayrıca faaliyeti devam eden 60 bin firmaya da 'kapasite artırımı' şartı ile toplam 45 milyarlık destek sağlanacak. Yeni kurulacak bir firmaya, yatırım kredisi olarak 250 bin TL, işletme kredisi olarak da 250 bin TL olmak üzere toplamda 500 bin TL'ye kadar kredi verilebilecek. Ancak hiçbir kredi, girişimcinin eline 'nakit' olarak sunulmayacak. Örneğin firma, yatırım için makine ve teçhizat alacak. Banka, bu parayı girişimcinin makineyi aldığı yere fatura karşılığı ödeyecek. Böylece kredi olanağının yatırım dışı amaçla kullanılmasının önü kesilmiş olacak. (Akşam)
İşsizlik sorunu artık sadece bazı bölgelerin değil, tüm Türkiye’nin sorunu. İstihdam olanakları azalıyor, işsizlik hızla artıyor, sokaklar vasıflı vasıfsız işsizlerle dolu. Gençlerimiz geleceklerinden kuşkulu, aileler huzursuz. Türkiye’de şu anda milyonlarca insan işsiz, iş arıyor, bulamıyor ya da yeteri kadar ücret alamıyor, bu insanların hepsi ateşlenmeye hazır fitil gibiler.
Artık şu kavgaları bırakıp, ekonomiye odaklanmak gerekiyor…yineliyorum; Türkiye bu işsizler ordusu ile irtica, terör veya darbelerden çok daha fazla tehlikede!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder