Ekonomiyi neden göstererek, medyaya zarf atmak, ifade özgürlüğüne söz söylemek hem mantıksızca hem de “normalleşme” ye katkıda bulunmaz! Demokratlığa da hiç yakışmaz!
Medyanın bilinç altımıza sürekli bir takım kodlar yerleştirdiği aşikar…medya her zaman siyaseti ve sosyal yaşamı etkilemiştir, bu nedenle “dördüncü kuvvet medya” deriz.
Medyanın toplumun bir aynası olduğu da gerçek…toplum ne ise medya da onu yansıtır. Bazı medya grupları iktidardan yanadır, her uygulamasına alkış tutar, bazıları muhaliftir, eleştirir…eğer ki demokratik bir ülke isek ve medya da özgür ise bunlar olağandır, olağan karşılanması gerekir.
Ancak medyanın özgür olmadığı durumlar da vardır…bu kısıtlılık hali ya iktidarın baskısı ile ya da medya patronunun görüşleri doğrultusunda oluşur. Medya patronunun eğer ki devlet ile işi, çıkar alış verişi varsa, ya da iktidar, iktidar olana kadar o medya patronundan destek almışsa, medyada yazılan çizilenler ile izlettirilenlerin pek de özgürce olduğundan bahsedilemez…illaki de yanlıdır. Her ne kadar köşe yazarlarımız, özgür ve de hür düşünceleri ile kendilerini ifade ettiklerini iddia etseler de öyle bir an gelir ki, bağlı olduğu medya kuruluşunun genel yayın ilkelerini aşamazlar, aşarlarsa da kendini başka bir medya kuruluşunda bulabilirler…örnekleri çoktur. Bu da zaten o medya kuruluşunun yayınlarını ve bizati kendisini güvenilir olmaktan çıkartır.
Başbakan medyadan açık ve net olarak şikayetçi…ama daha çok iktidar aleyhine yazılar yazanlardan. Bazı iktidar yandaşı medyaya da “bizi gaza getirmeyin” diyor. Bu sadece Türkiye’ye has bir durum değil, ABD Başkanı Obama bile Amerikan medyasına çatmıştı. Bazı medya patronları diyormuş ki “ama köşe yazarlarıma söz geçiremiyorum”…Başbakan da açık açık “köşe yazarına hakim ol” diyor. Böyle bir istemi olağan sayıyor! Bunca rezaletin yaşandığı, bunca anti-demokratik uygulamanın olduğu bir ülkede bunlar şaşılacak bir durum değil…hani tencerenin dibinin karası durumu gibi.
Başbakan, bu “yazarına hakim ol” söylemine bir de zarf uydurmuş, diyor ki “bakın böyle yazıyor, çiziyor, felaket tellallığı yapıyorsunuz, bu yüzden yabancı yatırımcı kaçıyor, borsa düşüyor, dolar yükseliyor, TL kaybediyor, istikrarı bozarak ekonomiyi sarsıyorsunuz” v.s. Ancak olayın bir de mazruf kısmı var…Kesinlikle ekonominin olmazsa olmazlarından birisi de siyasi istikrar. Ancak Başbakan’ın ekonomiden çok fazla anladığı söylenemez. Medya’nın yangına körükle gidiyor olması, ekonomiyi çok fazla etkilemez, tabii ki ekonominiz pamuk ipliğine bağlı değilse…ki şu anda pamuk ipliği gibi bir durum da yok, yapısal sorunumuz işsizlik dışında.
Medyanın sözleri ile ekonomi çökmez ! Ekonomi çökerse siyasi istikrarsızlıktan çöker!
Yabancı yatırımcı, yatırımın yapılabilirlik görüntüsünü hisseder ya da ülkenin ekonomi notuna bakar. Siyasi görüntü önümüzdeki aylar için ne durumdadır buna bakar, bunu görebilmek için Türk medyasının sözlerine de ihtiyaç duymaz. The Times gazetesinin "Ankara ile ordu arasındaki mücadelenin bir felakete yol açabileceği" görüşü onlar için Türk medyasının görüşünden daha önemlidir. Faiz tatlı mı ona bakarlar, spekülatif hareketlerin kazanç getirisine, iç iletişimlerine kulak verirler. AKP nin kapatma davası öncesinde ve sonrasında bile aktılar, borsaya girdiler. Yabancı yatırımcı siyasi istikrar arar.
Doların artması, TL nin değer kaybı, bizim ekonomimiz için kötü değildir ki…bakın ithalat rakamları yine yükseldi, ihracatdaki artış ithalatın artışına yetişemiyor, cari açık yine büyüyor…dolar yükselince ihracat gelirin artacak, fena mı? İhracatın artarsa büyüme de olumlu etkilenir.
Ekonomiyi neden göstererek, medyaya zarf atmak, ifade özgürlüğüne söz söylemek hem mantıksızca hem de “normalleşme” ye katkıda bulunmaz! Demokratlığa da hiç yakışmaz!
Ülkenin geleceği ile ilgili olarak sadece ciddi siyasi istikrara ihtiyacımız var. Medya’nın hataları yok mu? Çookkk! Ancak demokratikleşmekse amaç, özgür düşünen Türkiye kadar özgür yazabilen Türkiye’ye de ihtiyacımız olduğu unutulmamalı…
80 yıldır daha yeni yeni anormalliklerden çıkıyoruz… demokrasiyi yeşertebilirsek eğer, ekonomi de rayına daha kolay oturacaktır, medya da normalleşecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder