1 May 2011

Açalım bir kanal, Van Gölü’nden Marmara’ya

Hatta; 2023 vizyonuna Ortadoğu ülkelerini de dahil edelim. Çek bir kanal da Süveyşe’e birleş, oradan ver elini Hint Okyanusu...hep birlikte vizyon sahibi olalım, hazır diktatörlükler bir bir yıkılıyorken, hayalimizi daha da genişletelim.

Hayali Küçük Ali’ler ülkesi olalım…bizim prenseslerden prenslerden neyimiz eksik. Bak nasıl da aldı gül gibi halk kızını İngiliz prenses, aval aval seyrettim, masal gibiydi valla.

İstanbul kanalımız neden olmasın, olsun…bölünsün İstanbul, bir kısrak başı gibi uzansın, pardon o Akdeniz’e uzanmayla ilgiliydi galiba, karıştırdım…bugün sarhoş atlar ülkesine uyandım da.

İstemezüüükk !…’hayaller değil realiteler gerek bize’, hımm…hem de Tayyip Erdoğan, hemi de Ak Parti…valla torunlarıma hayrı olacaksa bile istemezüükkk, değilmi ki bunların eli değdi, hiç istemezük, neme lazım…durduk yerde icat çıkartmayın başımıza.

Böyle çılgın icatlar çıkardıkça, memlekette herkes mimar, herkes kent planlamacı, herkes deprem uzmanı oluyor, çeneler açılıyor, sustururabilene aşk olsun. Oldum olası gevezelere antipatim var zaten, başım iyice dönüyor, kulaklarım uğulduyor, tıpkı sarhoş atlar gibiyim.

Böyyük, en böyyük biz olalım, çok güzel, harika…medeni olalım, Dubai gibi olalım, aman ha Dubai gibi iflas etmeden ama. Onların emmileri zengin, kurtardılar, bizim zengin emmimiz de yok, emperyalist güçler ham eder bizi valla. İlahi Ayhan, bak bu noktada seni anımsadım. Gülmeyim şimdi, ciddi ciddi yazıyorum şurada.

Gerçekten ciddiyim, bakmayın ti’ye aldığıma, bize ne kanallar lazım daha. Dedim ya Van gölünden başlatalım, salla sallayabildiğin kadar, nereye uzanırsa…insanlık adına, barış adına, medeniyet dediğin tek kişi kalmış canavara inat, medenilik nasıl olurmuş gösterelim tüm dünyaya. Gerçekten takdir ediyorum, sonunu düşünen kahraman olamaz demiş ya Polat Alemdar, cesaret ister öyle İstanbul’un yanına bir yeni İstanbul kurmak, sonunda ne olur diye düşünürsek bi adam olamayız biz.

Elbette büyük ve de en çılgın projeleri üretelim, uygulayalım, kaynağanı da bulalım ama… buluruz değil mi? evel allah, sonra da allah. İnsanımızı yaşatalım ki devletlü hünkarlarımız da çok yaşasın, valideler ağlamasın, hepimiz kalkınalım, yoksulluk bitsin, herkese iş gelsin, tencereler fokurdasın, açlık kalmasın. Henüz Boğaz sefası nedir bilmeyen kadınlar, bebeler de nasiplensin, kanal görsünler…

Ancaaak;

”Gelir eşitsizliği en yüksek üç ülkeden biri olmak, bebek ölümlerinde birinci sırada olmak, her yüz kişiden 44’ünün çalışıp 66’sının bu çalışanlardan geçindiği ülke olmak, yoksulluk oranında baş sıralara oynamak, dünyada çocuğa sekiz bin dolar zorunlu eğitim harcaması ayıranlara karşın çocuk için sadece bin küsür dolara kıymak, dünyada birbirine en güvenmeyen insanların ülkesi olmak, yolsuzlukta 11.sırada olmak” gibi figürleri de Kanal İstanbul’un önüne takalım, bayrak niyetine!

Neredeyse milat öncesi bir tarihten bahseder gibi bahsettiğimiz GAP’ı da artık Van Gölü’nden çıkan kanala bağlarız, yazık olmasın diye, bunca yıldır milyar dolarlar harcanıp daha hala bir arpa boyu yol alınamayan, gaptırılamaz projemize.

Mezralarda doğup, büyüyüp, hayatında keleş sesinden, bomba gümbürtüsünden başka bir ses duymamış, değil Boğazda’ki martıları sadece savaş uçaklarını kuş olarak düşlemiş, nan yanına peyvaz katık etmiş bebelerin de hakkı değil mi?...kanal sefası yapsın, bi kerecik de olsun hamburger yesin, avm görsün, çocuk tiyatrosuna gitsin, rengarenk oyun parklarındaki kaydıraklardan süzülsün…

Açalım bi kanal da Van Gölü’nden Marmara’ya, Ege’ye, Akdeniz’e, madem çılgınız, madem paramız var…batısı da doğusu da kalkınsın, hayalimizi büyütelim, çılgınlığımıza çılgınlık katalım.

Sarhoş atlar memleketine uyandım bugün…bir kanal açasım var, çılgın mı çılgın bir projem var.

Olmaz mı?

1 yorum: