Elinde taş izi var çocuk…adalet senin neyine?
“Eline bir taş geçirip polis abinin üzerine atmayasın sakın, sonra yakalarlar, mahkemeye çıkarırlar, hakim amcalar seni hapishaneye koyarlar, 15 yıl yatarsın mapuslarda”…
“Peki ana bu nasıl bir adalettir?”
“Elinde taş izi var çocuk…sen bittin, adalet senin neyine?”
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları Grubu, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru olan ve halen Diyarbakır, Adana, Van, Hakkâri, Şırnak, Mardin ve Batman’da 50 yıla varan ağır ceza istemleriyle yargılanan 12-18 yaşlarındaki 3 bin çocuğun sesi olmak için biraraya gelmiş bir sivil insiyatif grubu.
Aralarında sanatçılar, yazarlar, gazeteciler ve aydınların da bulunduğu Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları Grubu, 14 Temmuz’da bir basın toplantısı düzenlediler…2 senedir yargılanmakta olan 3 bine yakın Kürt çocuğun bu durumlarının, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesine aykırı olduğunu ve Türkiye’nin bu çocukları topluma kazandırmak yerine, terörist muamelesi yapıp, hapislerde çürümelerine neden olduğu için insanlık suçu işlediğini çeşitli platformlarda dile getiriyorlar.
Milliyet Gazetesi yazarlarından Meral Tamer de bu grubun üyelerinden. 15 Temmuz tarihli "Deniz Seki’yi bırak, hapisteki 3 bin çocuğa bak" başlıklı yazısında “Bu akıl almaz durum, devletin de toplumun da medyanın da utancıdır. Türkiye’nin utancıdır!” diyor. Bu konuyu bütün partilerden milletvekillerine götürdüklerini, onlardan da sorunun çözümü doğrultusunda verdikleri sözleri tutmalarını istiyor ve TMK ‘nunda değişiklik yapılması gerekliliğini vurguluyor. “Türk toplumu bu sorunun farkına varmadıkça ve devlet de gereken yasal düzeltmeleri yapmadıkça, bugün Kürt çocuklarının başına gelenler, yarın her inançtan, etnik kökenden, sınıftan ve ideolojiden “ötekileştirilecek” ana - babanın çocuklarının başına da gelebilir” demekle ne kadar da haklı ve doğru bir eleştiri getirmiş.
Türkiye'de korkunç bir adalet sistemi olduğunu söyleyen dansçı Zeynep Tanbay da "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yetkisini kullanarak tutuklu bütün çocukları serbest bırakmasını" istemiş… "Eğer herkesin cumhurbaşkanıysa bu çocukları affetmeli. Ben 18 yaşın altındaki bir çocuğun sırf polise taş attı diye hapiste tutulmasını ve yetişkinlerle aynı şartlarda yargılanmasını kabul edemiyorum. Bu sorunu görmeyen medyayı da anlamıyorum." diyor.
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları, internette açtıkları imza kampanyası ile duyarlı herkesi bu çocukların haklarını korumaya çağırıyor. "Çocuklara Adalet İmza Kampanyası".
Diyarbakır’da çıkan olaylar sonrası polis, çocukları yakalayıp avuçlarına bakıyor. Avucunda taş izi olan çocuğu “örgüt üyeliğinden” tutukluyor. Bu çocuklar bizim çocuklarımız…Türkiye’li çocuklar
Çocuklar on iki, on üç, on dört yaşlarındalar…Avuçlarındaki “taş izinden” alacakları ceza 50 yıla kadar çıkıyor!
Elinde taş izi mi var çocuk, sırtın terli mi çocuk, kalbin heyecandan atıyor mu çocuk? O zaman hayatın bitmiş demektir.
Keşke; Gazze’deki çocuklara, Doğu Türkistan’daki Türklere acıdığımız ve sesimizin yükselttiğimiz gibi kendi çocuklarımız için de sesimizi yükseltebilseydik.
Keşke; sürekli olarak temel hak ve hürriyetlerden bahseden bir Başbakan yeri geldiğinde "çocuk da olsa gereği yapılır" demeseydi…
BM Çocuk Haklarının Bildirgesi'nin 8. maddesinde "Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır" deniliyor. Bu ilke Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilmiş ve altı imzalanmış ise o çocuklara çevrilen silahların, kafalarına indirilen dipçiklerin ve 50 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıp, mapuslarda çürümeleri için hiçbir haklı neden olamaz.
Bu nasıl bir vicdandır, nasıl bir adalettir? Onlar daha çocuk…
16 Tem 2009
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder