Türkiye'yi anlama klavuzu hazırlanmış ama Türkiye toplumunu anlamak öyle kolay değil…İnsanlar iş ve aş istiyor, geleceklerinden kaygılı ama “her şeye rağmen mutlu bir insanım” diyen yüzde 65 gibi bir kesim söz konusu!...bu da bizim tüm yaşam tarz ve trend araştırma sonuçlarını altüst ettiğimizin bir göstergesi olsa gerek.
Toplumdaki tarihsel ve sosyolojik değişimler, yaşam tarzını ve eğilimleri belirler. Bir toplumdaki eğilimler ise politik ve ekonomik olarak o ülkede nelerin nasıl planlanması gerektiği konusunda yol gösterir. Bunun için anketler düzenlenir, halka bir takım belirleyici sorular sorulur, araştırmalar yapılır…araştırmaların sonucunda ise “toplumu anlama klavuzu” hazırlanır.
Türkiye’de 2003 yılından beri her iki yılda bir yapılan bir araştırma söz konusu, ”Türkiye’de yaşam tarzı ve trendleri araştırması”… Bu yıl ki araştırma, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Nalçaoğlu tarafından koordine edilmiş, Türkiye'nin seçilen 6 bölgesi ve 34 ilinde, 14 yaşüstü 16.000 kişiye 10 ana başlık altında sorular sorularak, sonuçları analiz edilmiş…baya kapsamlı bir araştırma.
Araştıma kapsamında sorulan sorular, genel anlamda kişinin kendini ve toplumu nasıl algıladığı ile ilgili, alt başlıklarda ise siyaset, ekonomi, medya, teknoloji ve internet, aile, özgürlükler ve diğer güncel konular yer alıyor. Bu sorular sonucunda; yaşam tarzı grupları ve bunların belirleyici özellikleri, göreli büyüklük ve önemleri ile toplumun genel yaşam eğilimleri hakkında ilginç sonuçlar ortaya çıkmış…
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye 5 ayrı gruba ayrıldı;
Kentli Modernler: Çoğunlukla Marmara ve Ege’de yaşayan yaklaşık 10 milyon kişi bu gruba dahil. Bu kesim CHP’nin de oy tabanı… “ Beyaz Türkler” diye de tabir edilebilir. Gazete okuma oranı, internet ve kredi kartı kullanım oranı bir hayli yüksek olan bu grubun çoğunluğu ekonomi ve siyasetin gidişini iyi bulmuyor. Demokratik açılıma destek vermiyor, Kürtçe eğitimi gereksiz buluyor, orduya güveniyor, din konusunda radikal değil ama dini bütün, türbana karşı, kadına dayağa da karşı. Ekonomik anlamda geleceğini garanti altında hissetmiyor, genç kesimi geleceğe endişe ile bakıyor.
Kentli Gelenekçiler: Tüm Türkiyeye yayılmışlar, yaklaşık 21.6 milyon kişinin bulunduğu bu grup, AKP’nin oy tabanı içindeler, “Gri Türkler” de denilebilir. Gelenek ve değerlere bağlı yeni orta sınıf sayılan bu kesim din konusunda radikal sayılabilir, türbanı savunuyorlar, orduya da yoğunlukla güveniyorlar, demokratik açılıma destek vermiyorlar, kentli modernlerden daha az oranda kadına tokat atılabilir demişler! Ekonomik anlamda geleceğini garanti altında hissetmiyor, genç kesimi geleceğe endişe ile bakıyor.
Kırsal Kayıtsızlar: Kırsal kesimde yaşayan, yaklaşık 16.6 milyon kişinin bulunduğu bu grup, “dünya yansa yorganım yok içinde” felsefesi ile yaşıyor, siyasal ve ekonomik gidişattan pek te haberleri olduğu söylenemez, “banane” tavrı içindeler veya her şeye direk muhalifler...anlaşılan köylüyü yok etmişiz…en acıklı sonuç da bu olsa gerek. Ama kayıtsızlar bile ekonomik anlamda geleceğini garanti altında hissetmiyorlar.
Kırsal Statükocular: 14.4 milyon kişinin bulunduğu grup, AKP’nin oy tabanı içinde…siyasi ve ekonomik gidişattan bir tek bu grup memnun, demokratik açılımı destekliyorlar, dini inançları hayatlarına yön veriyor, “Siyah Türkler” denilebilir mi pek emin değilim… türban serbestiyetini savunuyorlar, orduya da güveniyorlar…gerektiğinde kadına tokat atmakta bir sakınca görmüyorlar…anlaşılan ekonomik kriz bu gruba pek uğramamış…eh bu da statükoculuğun başka bir kötü tarafı galiba. Ha beyaz, ha siyah statüko…pek bir farkı yok.
Tutunamayan Yurttaşlar: Bu grupta bulunan 9 milyon kişi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve Marmara Bölgesinde yaşıyor. Yoğunlukla Kürtlerden oluşuyor, başka ülke veya başka şehire göç etme ve yaşama yaşama eğilimi en yüksek grup. Orduya güvenleri diğerleri gibi yüksek değil, turbana karşı değiller hatta dini inanç konusunda radikal bile sayılabilirler…kürtçe eğitimi destekliyorlar. Ekonomik gidişatı o kadar da kötü bulmuyorlar…bu sonuç çok ilginç, aslında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yoksulluktan kırılıyorlar, pek inandırıcı gelmedi…Şöyle de denilebilir mi? “Hükümetin ekonomik politikalarına güveniyorlar, ama yine de geleceklerinden endişeliler”…nasıl olmasınlar ki adı üstünde “tutunamayanlar”!
Araştırma sadece bu boyutta değil…tüketici eğilimleri, teknoloji ve medya, internet kullanımı gibi konularda da ilginç sonuçları var… Türk insanı reklamları izliyor ama marka ve ürün seçiminde ‘rasyonel’ davranıyor, artık çok fazla marka bağımlısı değiliz, internetten alışveriş hızlanmış. İki kişiden biri gazete okumuyor, kadınların toplumsal özgürlüğü hâlâ sınırlı, kadının çalışması, sokakta yalnız dolaşması gibi konularda Türkiye toplumunun güçlü bir cinsiyetçi tavır aldığı gözlemleniyor. Türkiye’de televizyon başına oturanlar en çok yerli dizileri izliyor, sonra sıra haberlerde ama televizyon tamamen bilinçsiz izleniyor. Tabi ki msn ve facebook kullanımı tavan yapmış durumda.
Araştırma Türkiye’li toplumun fotoğrafını çıkarmış, aslında bilinmeyen veya sıradışı bir durum söz konusu değil.
Bence en önemli sonuç; Güncel siyasi çatışma ve kutuplaşmalar, toplumun çok umrunda değil ancak ekonomik kaygılar ve gelecek endişesi bir hayli yoğun. Yani demokratik açılım, dini özgürlükler konusu daha ikinci plana düşmüş durumda. Özellikle gençler gelecekleri konusunda umutsuzlar.
Araştırma; her yönden irdelenebilir, yorumlanabilir. Ancak araştırmacının söylemine göre “Her şeye rağmen mutlu bir insanım” diyen yüzde 65 gibi bir kesim söz konusu ise bu da araştırmanın diğer sonuçlarını anlamsız hale getiriyor...
Her şeye rağmen,yani tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 65’imiz mutluysa eğer, ya bizim “mutluluk” kavramını algılama biçimimizde bir yanlışımız var ya da bu bizim tüm yaşam tarz ve trend araştırma sonuçlarını altüst ettiğimizin bir göstergesi olsa gerek!
İnsanlar iş ve aş istiyor ama yüzde 65’imiz mutlu!
Ben bu Türkiye’yi anlayamadım.
Çok tartışılacak Türkiye proili
1 yorum:
Bu vatandaşı anlayamıyorum demek daha doğru galiba, o kadar çarpık ve dengesiz zihin ve fikirlere sahipler ki, söyledikleriyle yaptıkları biribirini tutmayan topluma dönüştük.
Yorum Gönder