1 Haz 2010

İsrail ile yapılan milyar dolarlık askeri anlaşmalar çöpe atılabilir mi?

İsrail ile askeri ilişkiler oldukça “derin!”…bir anda kesilip atılabilecek gibi görünmüyor, savaş çıkma olasılığı da sıfır.

İsrail, insanı yardım gemimize bilinçli olarak saldırdı…saldıracağı zaten belliydi, böylelikle terörist bir devlet olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu saldırı ile Türkiye ile İsrail ilk defa çok ciddi anlamda karşı karşıya gelmiş oldu. Saldırının asıl nedeni ise tek cümleyle; Türkiye’nin bölgede siyasi ve ekonomik anlamda güçlenmiş olması ve bu gücün geri tepilebilmesi için düğmeye basılmış olmasıdır…komplo teorisyeni olmaya gerek yok.

Başbakan’ın “one minute” çıkışıyla başlayan, alçak koltuk krizi ile devam eden gerilim şu anda had safhada…tabiki Türkiye’nin bunun altında kalması beklenemez, elbette diplomasi yolu ile İsrail bir takım yaptırımlara ve cezalara zorlanacaktır.

Ancak krizin bir savaşa dönüşmesi en uzak ihtimaldir…hatta mümkün değildir. Çünkü Türkiye ile İsrail arasındaki askeri işbirliği, savunma sanayi anlaşmaları ve silah alımları bilinen ve görünenden çok daha derin boyutlardadır!…o kadar derindir ki TSK’nın bir anda milyar dolarlık ihaleleleri çöpe atacağını hiç sanmıyorum!

Türkiye istediği kadar kınasın, perde arasındaki askeri ilişkileri bir anda çöpe atmayı göze alamaz, aldırmazlar! 10 gün kadar kınarız, 3-5 tane daha İsrail’li pilota eğitim vermekten vazgeçeriz, belki bir müddet ortak askeri tatbikatları iptal ederiz…işte hepsi bu kadar.

Peki nedir bu derin askeri göbek bağımız? Nasıl başladı, şu andaki durumu nedir?

Türkiye ile İsrail arasındaki en somut askeri işbirliği 1997 yılında F-4 uçaklarının modernizasyonu projesi ihalesinin İsrail'e verilmesiyle başladı. İsrail bu projede açıkça kayırıldı…projenin İsrail'li IAI (İsrail Havacılık Endüstrisi) firmasına yaptırılmasının verimli olmayacağı, firmanın yetersiz olduğu raporlarla açıkça belirtilmesine rağmen, proje Bakanlar Kurulu'nun "hizmete özel" kararıyla doğrudan İsrail'e devredildi. Bu anlaşmanın dönemin Genelkurmay ikinci başkanı Org. Çevik Bir zamanında Türkiye kamuoyunun hükümet tartışmalarıyla meşgul olduğu bir sırada alalacele gerçekleştirilmiş olması herhalde bir tesadüf değildir! F-4 uçaklarının modernizasyonu projesi daha sonra İsrail’li firmanın kendisi tarafından verimli olmadığı gerekçesi ile askıya alındı ancak siyasi hesaplar nedeniyle işin üzerine gidilmedi…konu küllendirildi!

2002 yılında 170 adet Amerikan M60 tanklarının yenilenmesi için yapılan 1 milyar dolarlık anlaşma, İsrail’in Filistin’e yönelik şiddetli saldırılarının gerçekleştiği bir sırada imzalanmış ve pek çok tartışmaya neden olmuştu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu, basında tank anlaşmasına yönelik çıkan sert eleştirilere, “analarından yahudi düşmanı olarak doğanlar” şeklinde sert bir tepkiyle yanıt vermişti. Oysa tepkiler, sadece anlaşmanın zamanlamasına değil, proje etrafında dönen ve ciddiye alınması gereken şaibe iddialarıydı… her zaman yapıldığı gibi konu kapattırıldı!

Tüm bu ve benzeri alımlar ve anlaşmalar halen Ergenekon soruşturması kapsamındadırlar… milyar dolar gibi rakamlarla ifade edilen askeri ihalelerden Ergenekon terör örgütüne kaynak aktarılıp aktarılmadığı soruşturuluyor, 1998-2004 arası tüm silah alım ihaleleri soruşturma kapsamında mercek altına alınmıştır!

İsrail’le bunca askeri anlaşmadan şu anda ne kârımız var? 30 yıldır terörle mücadele eden bir ülkeyiz, envanterimizde doğru düzgün uydu sistemi bile yok. İstihbarat için insansız hava aracımızı bile İsrail'den yeni alındı. Hep İsrail'e yaramış, yarayan bir savunma iş birliği içinde olmuşuz. Savunma işbirliği adına hep İsrail'i beslemişiz.

Sonuş olarak; İsrail ile askeri ilişkiler oldukça “derin!”…bir anda kesilip atılabilecek gibi de görünmüyor.

Bu kadar “derin!” ilişkiler olduğu sürece, İsrail istediği kadar insanlık dışı saldırılarda bulunsun, askeri işbirliğinin çöpe atılmasını beklemek hayalcilikten öte bir şey değildir.

Ancak kınarız, bir iki yere şikayet ederiz…hepsi bu!

Açıkçası TSK’nın nasıl bir tavır alacağını merak ediyorum…

Hiç yorum yok: