Tüm mezarlıkları binlerce genç ölü ile doldurduk! Yine şehitler, yine ağıtlar! Yıllardır birbirinin kopyası baskınlar, yıllardır birbirinin aynısı acı sonuçlar!
Bitmiyor, bitirilmiyor…
Dağlıca’nın, Aktütün’ün nedenleri ne ise Diyarbakır Silvan’daki 13 şehit’in nedenleri de aynı.
Terörle mücadelede askeri zaafiyetler mi var?
Böylesine uzun saldırılar öncesinde nasıl olurda haberleşme, istihbarat olmaz. Gayri nizamı harpte saatlerce saldırı yaşanmaz. Bu tip saldırıların ortak yanı saatlerce sürmesi ve kalabalık terörist grupları ile saldırının gerçekleştirilmesi.
Hani PKK kampları BBG evine dönmüştü, herşey gözetlenebiliyordu? Güya istihbarat paylaşımı yapılıyor!
Ya terörle mücadele konusundaki siyasi zaafiyetler!
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, "Olaydan çok büyük üzüntü duyduk" diyor, Meclis Başkanı Cemil Çiçek "Vahşi bir olay, herkes safını bilsin" diye konuşuyor, CHP terörü kınıyor, MHP kınıyor…
Peki suç kimde? 27 yıldır bitmeyen bu terörün sorumluları kim?
Kim bu vicdansızlar?
Seçimler öncesinden beri ortamı geren, barış sürecini baltalayan, operasyonları devam ettiren, 15 Temmuz’a kadar eylemsizlik kararı verip, 3 gün önce 2 asker 1 sağlık teknisyenini kaçırarak operasyonlara davetiye çıkaran, bunca teknik donanım içerisinde askerleri PKK’nın kucağına atan, Meclis’te yemin krizi yaratarak tehditler savuran, Kürt mlliyetçiliğini ve Türk Milliyeçiliğini kaşıyarak sorunu iyice çözümsüzlüğe sokan, uyuşturucu ve silah rantı için terörden nemalanan, çözümden yana değil, barıştan yana değil, savaştan yana olanlar…
Bu 13 şehitin vebali, Meclis’te ki 550 milletvekilinin üzerinedir, yıllardır siyasi bir çözüm sağlayamadıkları için. Demokratik açılım diyerek halkları kandırdıkları için!
BDP’nin her zamank ki duruş problemi devam ediyor. PKK mı, terör mü, barış mı, çözüm mü, henüz karar veremediler. PKK vesayetinden kendilerini kurtaramadılar.
Öcalan’ın ne dediği belli değil, barış derken örgüt içinden birileri savaş diyor!
Bu son olaydan sonra BDP'yle yapılan görüşmeler de sekteye uğrar, kim uzlaşmak ister ki silahların gölgesinde, kanların akıntısında!
İstenilen de bu değil miydi zaten?
Bilinçli bir eylem mi, yoksa örgüt içerisinde dağınık ve kontrolsüz bir topluluğun işi mi şimdilik belli değil.
Belirgin olan, bu saldırıyla barışa ve Kürt sorununun çözüm sürecine yine büyük bir darbe vurulduğudur.
Söylenecek tek söz var…vicdansızlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder