1 May 2009

Turizmcinin domuz gribi endişesi


Bir bomba patlar, turizmcinin yüreği ağzına gelir…hem teröre lanet okursunuz, hem de arkasından rezervasyon iptalleri gelecek mi diye endişe ile beklersiniz.

Toplumsal bir olay çıkar, tv lerde arbedeler dakikalarca görüntülenir…dua edersiniz ki yabancı medya bu görüntülere yer vermesin diye.

Sahte içki piyasaya sürülür, turistler ölür…küfredersiniz bu baltayı turizmin tam ortasına indirenlere, üzülürsünüz, içiniz yanar ölenlere.

Ekonomik kriz, turizmi nasıl etkileyecek diye endişelenirsiniz… ya acentam iş yapamazsa, ya işimden olursam, ya otel boş kalırsa, ya dükkanımdaki malları satamazsam, ya uçağımı dolduramazsam, ya aracımı, otobüsümü hiç çalıştıramazsam, ya teknem bu sezon limana demirli kalırsa, ya restoranım sinek avlarsa, ya aldığım krediyi geri ödeyemezsem diye uykularınız kaçar.

Kuş gribi, terör, sahte içki, ekonomik kriz…beliniz bükülür de bükülür. Hep bir korku, hep bir telaş, hep bir panik.

Ya turist gelmezse !

Ya rezervayonlar iptal olursa !

Ya onca emek, onca çile boşa giderse !

Turizm sektörümüz, domuz gribinden nasıl ürkmesin?

Geçen yıldan yapıldı bütün organizasyonlar, milyon dolarlar gitti tanıtımlara, turizm fuarlarına gidildi, tur operatörleri ile anlaşmalar yapıldı, oteller gelin kız gibi hazırlandı…turistlerimizi bekliyoruz.

Havalanının çıkış kapısında rengarenk giysilere bürünmüş turistlerimizi karşılayacağız…bir tatlı telaşla otellerine yerleştirip, onlara ülkemizin tarihi ve turistik güzelliklerini sergileyeceğiz, insanımızın sıcaklığını yansıtacağız, mutluluklarında emeğimiz olduğunu düşünerek gururlanacağız, ülkemize döviz kazandırmış olmanın gönül rahatlığını yaşayacağız.

Diyeceğiz ki; “şü kriz ortamında bile hayal satabildik, sattığımız hayallerin gerçekleşmesi için canla başla çalıştık, 50 derece sıcakta, kavuran güneşin altında çalışsak bile, ensemizden aşağı oluk oluk ter boşanmış olsa bile, turistlerimizi mutlu gönderdik, sattığımız bir hayal gelecek yıl bize iki hayal olarak geri dönecek”.

Onlarca emeğin, onlarca çilenin, onlarca sabrın bir domuz gribiyle yerle bir olmasından biz turizmciler korkmasın da kim korksun?

1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı…Taksim’de kutlansın istiyoruz ama şenlik olsun, kan akmasın. Bir yanda da ürküyoruz ya bir olay çıkar da turizmimizin göz bebeği İstanbul’umuz dış dünyaya nasıl yansıtılır diye.

Biz turizmciler krizlerle ölüp ölüp dirilmeye layık değiliz…Ülkemize ayak basan her turist için canımızı dişimize takarız, gece gündüz demez 24 saat hizmet veririz…

Dünya Sağlık Örgütü alarm seviyesini 5 olarak belirledi...6 ise son aşama. Lütfen önlemlerimizi buna göre alalım…

1.5 milyon çalışanımızla, 40’dan fazla sektöre sağladımız katkı ile emeklerimiz heba olmasın….

Domuz gribi korkulu rüyamız olmasın !

Hiç yorum yok: