21.yüzyılın küresel barış elçisi ve güçlü Türkiye için önce iç barış ve gerçek demokrasi!
Türkiye, Doğu ile Batı arasındaki köprüleri kurabilecek siyasi yapıya sahip midir?
Bu soruyu şu şekilde sormak da mümkün; Türkiye, Doğu ile Batı arasında köprüleri kurma aşamasında üstlendiği göreve ne kadar uygundur?
Dünya küreselleştikçe küçülüyor, insanlar artık birbirlerine o derece yakın mesafedeler ki nanosaniye ile ölçülen zaman diliminde karşılıklı iletişim halinde olabiliyorlar. Nanoteknoloji ile atomlar ve moleküller mertebesinde ölçüm yapılabiliyor, analiz ve tahmin edebilme veya bir şeyler üretebilme yeteneği gelişiyor.
Diğer bir yanda; insanlık var oluşundan beri, mülkiyet hırsı ile yanıp tutuşarak topraklar zaptediyor, kendisine yaşama alanı açmaya çalışıyor, etrafına da sınırlar örüyor. Sınırları koruma adına halen kanlar dökülüyor.
Nasıl bir tezatdır ki yaşamlar yakınlaştıkça, içe kapanmalar ve korumacılıkta o derece artıyor, o derece tehlike yaratmaya başlıyor. Dinler karşı karşıya geliyor, kültürler çatışıyor ve nihayetinde Huntington diye biri çıkıyor, 16 yıl önce “medeniyetler çatışması” diye bir kavramı öne sürüyor.
Huntington’a göre, küreselleşme aşamasında uluslar arasındaki çatışmaların sebebi ideolojiler veya ekonomiler değil “medeniyetler”dir. İleri sürülen “medeniyetler çatışması” tezine göre insanların hangi tarafta yer aldığının önemi yoktur, insanların kim olduğu önemlidir.
Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” adlı makalesinde detaylandırmış olduğu bu tez, sosyologlar ve siyaset bilimcileri tarafından halen irdeleniyor. Bu görüşlere katılanlar olduğu gibi mantıksız bulanlar da var.
2004 yılında El Kaide’nin Madrid’de gerçekleştirdiği terör saldırısından sonra İspanya Başbakanı Zapatero'nın girişimi ve Türkiye’nin katılımı ile 2005 yılında “Medeniyetler İttifakı Girişimi” başlatıldı.
Medeniyetler İttifakı, Birleşmiş Milletler’in de desteği ile Türkiye ve İspanya’nın ortak eşbaşkanlığında 2. Forumunu İstanbul’da gerçekleştirdi.
Obama ziyaretinin gölgesinde kalan Forum'un açılışında, İspanya Başbakanı Zapatero "Birlikte çalışıldığı, hareket edildiği takdirde farklı bir 21. yüzyıl oluşturma ve yaşama imkanına sahibiz. Bu yüzyıl barış, birlikte yaşama ve hoşgörü yüzyılı olabilir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise " Bu topraklar çatışmalara, savaşlara, acılara sahne oldu. Ancak bu topraklar daha çok barışın, hoşgörünün, birlikte yaşama kültürünün, birbirine saygı ve sevginin yurdu olmuştur. Gel, ne olursan ol yine gel. İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel" diyerek Mevlana’nın dizeleriyle barış mesajı verdi.
Buraya kadar her şey güzel…barış için çağrılar, medeniyetler anlaşsın diye girişimler göz alıcı.
Peki Türkiye bu görüntüye ne kadar uyuyor?
Evet, bu topraklar çatışmalara, acılara sahne oldu halen de olmaya devam ediyor.
Bu topraklarda 30 yıldır dindirilemeyen bir Kürt sorunu ve terör var, bu topraklarda Alevi sorunu var, bu topraklarda gayrimüslim sorunu var, bu topraklarda Kıbrıs sorunu var, bu topraklarda özgürlük sorunu var, dipsiz kuyulardan çıkan kemikler, işkencelerden ölen insanlar, halen askeri darbelerden medet umanlar var...
Bu topraklarda sorunlu bir demokrasi var!
Bu ülkede kendi gibi düşünmeyeni öteki ilan eden bir zihniyet var!
Bu topraklarda tüm bu sorunlar yaşanırken, halen kimliklerle uğraşılırken, kendi tarihimizle kendi iç politikalarımızla yüzleşemezken, Türkiye Doğu ve Batı arasında medeniyetler ittifakını nasıl sağlayacak, küresel barış için eşbaşkanlık görevini nasıl yürütecek?
Türkiye kendi içinde bu kadar uyumsuz, bu kadar çatışma halinde iken medeniyetleri nasıl barıştıracak?
Son bir soru; Türkiye, medeniyetleri barıştırırken hangi medeniyeti temsil edecektir? Doğu mu batı mı?
Küresel ölçekte medeniyetleri bir araya getirme girişimi gayet anlamlı bir davranıştır ancak önce kendi evimizin içini ve önünü temizleyelim.
Aksi takdirde “Medeniyetler İttifakı Eşbaşkanlığı”görevi ve diyalogları iyi niyetli bir girişim olarak gösteri dünyasında yerini alır.21.yüzyılın küresel barış elçisi ve güçlü Türkiye için önce iç barış ve gerçek demokrasi!
1 yorum:
Bunların medeniyetler ittifakı dediği şey genelde dinler ittifakı anlamına geliyor. Hiç bir dinde barışı sağlayamaz.
Uğur Erhan
Yorum Gönder