17 Haz 2009

İrticayla Mücadele Eylem Planı gerçek ise demokrasi adına sözün bittiği yerdeyiz



Demokrasiyi hazmedemeyen, içselleştiremeyen ülkeler her lekeyi taşır, hatta leke üzerine leke eklemekte hiç bir sakınca görmezler.


Ancak; Türkiye artık bu lekelerden arınıyor, Türkiye kendini temizleyecek.

Kapalı kapılar ardında “demokrasiyi lekeleme eylem planları” hazırlansa da, halen demokrasiye ve hukuk devletinin üstünlüğüne inananların hiç de azımsanmayacak oranda var olduğu bu ülke, her türlü hukuksuzluktan kurtulmak ve ayağına pranga olan ağırlıklardan ve bu kara lekelerden kurtulmak için çabalıyor.

Yeter ki ; “Darbesiz, andıçsız, eylem plansız bir Türkiye” kararlılığını gösterelim ve ayrık otlarını bir bir temizleyelim.

Bu anlamda, Milliyet’in "Hiç bir demokrasi böyle bir lekeyi taşıyamaz. Soruşturma bir an önce sonuçlanmalı" çağrısını çok önemli, ciddi ve yerinde bir çağrı olarak görüyorum.

Taraf Gazetesinde yayımlanan ve Genel Kurmay Başkanlığı karargahında görevli bir kurmay albay tarafından hazırlandığı iddia edilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”, Ergenekon zihniyeti ürünü, demokarisiye çalınmak istenen kapkara bir leke olarak karşımızda duruyor...Halkın oyları ile iktidarda bulunan bir hükümete karşı darbe planlarının da ötesinde bir lekedir bu. Ergenekon soruşturmasının başından bu yana ortaya çıkartılan belgelerin en korkuncudur bu.

Bırakınız, darbe planını, cemaatlere karşı eylem planını, direk olarak halkı provake etmekten ve bunun yöntemlerinden sözeden bu belge, halkın üzerinde oluşturulmak istenen bir tahakkümün planıdır.

Öyle ki; belgede etnik kökenlerin tahrik edilmesinden tutun da suçsuz insanlara iftiralar atılmasına, halka karşı komplolardan sınır komşumuz bazı ülkelerle aramızda sorunlar çıkartılmasına kadar her tür pislik ve leke mevcut. Altında bir kurmay albayın imzasını taşıyan bu belge Erkenekon sanığı eski bir subayın odasında bulunuyor.

"İrticayla Mücadele Eylem Planı" gerçek veya komplo, her iki olasılıkta da durum gerçekten çok vahim. Gerçek olması ihtimali zaten “demokrasi” adına sözün bittiği yer, komplo ise üretilecek o kadar çok senaryo var ki…iki ucu da “lekeli” değnek gibi.

Halkın vergileri ile halkı korumak adına var olan ordu kurumunun her iki olasılıkta da güven kaybı yaşaması kaçınılmaz. Ancak siyasete bu kadar bulaşmış bir askeri sistemin de geleceği nokta maalesef budur.

Ordu; içine yerleşmiş olan Ergenekon zihniyetini ayrıştıramadığı, içindeki ayrık otlarını temizleyemediği sürece de bu güven kaybı devam edecektir.

Dünya ile bütünleşmeye çalışan bir Türkiye’nin önünün açılması için her şeyden önce üzerinde lekeleri olmayan bir demokrasiye ihtiyacımız var…Lekelerden temizlenmek, toplumun kafasında oluşan soru işaretlerine yanıt verebilmek için de devletin kurumlarının askeri vesayetten sıyrılıp, Ergenekon zihniyetinden arınması şarttır.

Değişecek…Türkiye değişecek ve değişiyor da…demokrasinin önündeki engeller ve “ayrık otları” bir bir temizleniyor.

Ben, Ordu’nun halka karşı komplolar kurabileceğinin planını yaptığını düşünmüyorum ancak zihniyet değişikliği umuyor ve bekliyorum.

Bu ülkede kendimizi güven içerisinde hissedebilmek için öncelikle Ordu’muza güvenmek gerektiğinin farkındayım…

Ancak, Ordu’muzun da halkımıza güvenmesi, demokrasiye güvenmesi, oyumuza itibar göstermesi şart!

Türkiye değişiyor, asker de değişmeli!



Hiç yorum yok: