Uyandım…içimdeki insanla!
“Kalk” dedi, “kalk”…“Yapılacak ne güzel şeyler var bugün”
Dünyayı bile değiştirebilirsin…yeter ki iste, dene, emek ver “yaşamak” için.
Tabakhane sendromundan uzaklaş…yavaş yaşa, bilerek yaşa ama lütfen yavaşla.
Yavaşla ki…güzellikleri kaçırma, etrafında dönüp duruyorlar, birini bile yakalayabilsen, hanene eklesen fena mı olur?
Biraz ağırdan alsak diyorum, yavaşlasak… 7/24 saat, son sürat, nereye böyle?
Kalabalık, kuru gürültü…yorulmadınız mı? Bir “es” desen belki de esip geçeçecek tüm karamsarlıklar…esip gelecek özlediğin güzellikler? Hı…ne dersin?
Hay Allah…unuttun mu yoksa yaşamayı? "Boş veeer, sallaaaa"…de hadi de, çekinme…bak ne iyi gelecek hem sana hem bana.
İnsanca yaşamak için sadece 4 saatin var…inanmıyorsan hesapla gör, farket!
8 saat uyku, 9 saat mesai etti onyedi, kaldı mı geriye 7 saat? 3 saat yolda geçen zaman, yemek, tuvalet, banyo v.s…Eeee ne kaldı geriye? Sadece 4 saat.
“Yaşadım” diyebilmek için topu topu 4 saatin varken…hadi kalk kalk, tembellik etme, sen de katıl insanca yaşamaya.
İtele bakayım, göreyim hadi seni…elinin tersi ile itele yaşamsızlığını, sen de çağır içindeki insanı.
İnan ki dışındaki insandan çok daha keyifli…içindeki “yalın” sen. Saklamış durmuşsun bunca yıl, boşu boşuna hapsetmişsin…
Beni, bu sabah “içimdeki ben” uyandırdı…içimdeki insan “kalk” dedi, “bugün Pazar, kaçırma şu güneşi, kaçırma aydınlığı, gör içindeki insanı açığa çıkarmış olan bir diğerini”…
Tut elinden…
“Merhaba” de!
Sadece 4 saatin var sakın unutma,
Bir gün kronometre durduğunda o 4 saat de yok artık…
Yavaşla…ne kadar çok yaşayacağını değil, nasıl yaşayacağını düşün.
Çok da fazla düşünme, takıl hayata…Dedim bile bak…Sallaaaaaa!
“Merhaba”… içindeki “insanı” gören, duyan, hisseden insana!
Hadi yavaştan yavaştan “yaşayalım”…keyifli Pazar'lar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder