19 Ara 2009
Hayata Dönüş Operasyonu muydu, üstün hizmet madalyalı bir katliam mıydı?
“Hepimizi diri diri yaktılar”…tutuklu ambulansa bindirilirken böyle feryat ediyordu, ama arkalarından “kendi kendilerini yaktılar” denildi…
Adli tıp raporu da diyordu ki; “Bayrampaşa Kapalı Cezaevi'ndeki hayata dönüş operasyonunda tutuklular, güvenlik görevlilerinin kullandığı öldürücü dozda gaz bombalarının çıkardığı yangında ölmüşlerdir. Yanarak ölen kadın tutukluların ciltlerinde yanıcı solvent maddesi bulunmuştur”.
Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “Kalaşnikofla ateş ettiler" dedi.
Ama bilirkişi raporu diyordu ki; “ Mahkumların bulunduğu taraftan güvenlik görevlilerinin bulunduğu yöne doğru ateş açılmamış, atışlar dışarıdan içeriye doğru yapılmış ve mermiler uzak menzilden saplanmıştır”.
Zaten kömüre dönen koğuşlarda yapılan aramalarda silah bulunmamıştı!
“ Hayata Dönüş Operasyonu ”..19 Aralık 2000’de Bayrampaşa Cezaevi’nde onlarca tutuklunun öldürüldüğü, yüzlercesinin yaralandığı ve buna rağmen kimsenin bu sorumluluktan cezalandırılmadığı, davasının bile zaman aşımından düştüğü operasyonun adı…Yakın siyasi tarihin yüz karası olan katliamın adına da , “Hayata Dönüş Operasyonu” konulmuş…ne ironi!...
Hesabı sorulmayan, faili bulunmayan pek çok işkence ve cinayet gibi insanlık adına yüz karası sayfalardan biri daha…cinayetler tarihimizden.
Kim bilir belki de bir yerde hesabı tutuluyordur! Cezaevindeki “yakarak hayata döndürme” operasyonunu canlı canlı dışarıdan seyreden ana babalar, belki hiç bilinmeyen bir zamanda bunun hesabını, faillerin vicdanından soracaklardır. Ölüm oruçları sonucunda Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanarak halen yarım insan halinde yaşayanlar, belki hiç bilinmeyen bir zamanda yine hesabını soracaklardır…
Geçtiğimiz yıl, “Hayata Dönüş Operasyonu”nun ardından 167 tutuklu ve hükümlü hakkındaki dava zaman aşımından düştü. Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde duruşmada Mahleme kararını açıkladı; “Topluca silahlı isyan suçunu işledikleri iddia edilen sanıkların, yapılan yargılama sonucunda, emanete kayıtlı silahları kullanıp kullanmadıklarının açık bir şekilde anlaşılamaması nedeniyle suçun, eski TCK’nın 304/1-2. maddelerince düzenlenen cezaevi idaresine karşı toplu isyan olduğuna hükmetti. Mahkeme, zaman aşımı süresinin 19 Haziran 2008 yılında dolduğuna işaret ederek, açılan kamu davasının tüm sanıklar yönünden ayrı ayrı düşürülmesini kararlaştırdı”
Üstüne de 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verildi…
F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve Operasyon sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan ve 2009 yılında Ergenekon örgütüyle bağlantısı olduğu iddia edilen Ali Suat Ertosun'a 2004 yılında Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' verilmişti!
İşte böyle…
19 Aralık, insan onurunun ayaklar altına alındığı bir tarihtir. İnsanın temel haklarının katledildiği bir tarihtir...yaşama hakkı gibi…hayata dönüş operasyonu adıyla insanın bir daha hiç dönmemek üzere hayattan koparıldığı tarihtir.
Hepsi de hayata döndüler! Yakılarak, kurşunlanarak, yarım insan haline getirilerek hayata döndüler!
Hikmet Sami Türk, "devlete güveniniz" demişti!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder