2 Ara 2009

Dubai borç batağında, çılgın bir rüya kabusa mı dönüyor?


Dubai, vergisiz ticaretin yegane adresi, dünya turizminin gözdesi, çılgın ve dev yatırımları ile yer yüzündeki cennet gibi bir çok tanımlamalarla tüm dünyanın ilgi odağı idi. Çölden yaratılan bu yapay cennet, son yıllarda adeta bir şantiye görünümü ile de dikkat çekiyordu.

Dubai’nin bu çok hızlı yükselişinin diğer tarafı olan düşüşünün de bir o kadar sert olacağını, bilseler bile görmek istemediler, zira Dubai çoktan dünya finans piyasalarının cirit attığı bir bölge haline gelmişti.

Birleşik Arap Emirlikleri(BAE), yedi emirlikten oluşan bir federasyon yönetimde ve monarşi ile idare ediliyor. Başkenti Abu Dabi, emirlikler içinde petrol zenginliği ile bilineni. Dubai ise geçmiş zamanda denizden inci toplayan insanlarının yaşadığı (bu nedenle Körfezin incisi diye de bilinir) şimdilerde ise Abu Dabi kadar olmasa da önceleri petrol zenginliğini sermaye yapıp ticaretle zenginleşen ve şimdilerde dev turizm yatırımları ile dikkati çeken dünyaca ünlü bir diğer emirlik.

Petrol gelirleriyle başlattığı ticari hamlesi bugüne kadar Dubai’yi her alanda bir cazibe merkezi haline getirmişti. Lüksün ve gösterişin sınır tanımadığı çılgın yatırımlar; biraz da Dubai Şeyhi El Maktum’un kişisel hırslarından da kaynaklanıyordu…yani dünyanın en liberal ticaret rejiminine sahip olsa da, bazılarının da dediği gibi ne Şeyh çok rasyonel ve iyi düşünen bir iş adamı, ne de ticaret liberal değildi…sonuçta yatırımların çoğu devletin ve çok da serbest piyasa kurallarından söz edilemez. Her ticari adımı veya ekonomik gidişatı Şeyh El Maktum belirliyor…şu anda altı ay için borç ertelemesi isteyen Dubai World Holding ve onun şirketi Nakheel de Şeyh El Maktum tarafından kontrol ediliyor…CEO su bizzat Şeyh’in kendisi.

Dubai’yi aslında cazibe merkezi konumuna getiren, vergisiz ticarete eğilmesiydi. Tüm dünyadan büyük finans kuruluşlarının, holdinglerin, firmaların ve markaların Dubai’de oluşumları mevcut ve tüm dünyadan büyük bir turist akını var. Alış veriş merkezleri ve dev turizm yatırımları adeta kara para aklanan bir ticaretin merkezi gibi olmuş…ve öyle dünya ile iç içe geçmiş bir ticaret ve yatırım sistemi ki bu, tüm dünya burada buluşmuş, buradan da Dubai menşeili olarak yine dünyaya geri dönen finansal yatırımlar haline gelmiş…Dubai menşeili paranın sirkülasyonu çok hızlanmış. Ondandır ki, Dubai Şeyhi borç ertelemesi istediğinde dünyanın eli ayağı birbirine dolandı.

Ülke tamamen yabancıların ilgisi odağı halinde…Dubai’de yaşayanların yüzde 20’si bu ülkenin vatandaşı ve onlar da zaten zengin. Geri kalan kesim, buraya çalışmaya gelen Hintli, Pakistanlı, İranlılar (bu çalışanların pek çoğu kötü koşullar altında ve düşük ücretlerle çalışıyorlar) ile Avrupalı yatırımcılar ve tüm dünyadan gelen çoğu ticaret amaçlı turistler. Dubai’de bazı büyükTürk firmalarını görmek de mümkün… Dubai Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 70 bine yakın şirketten 150 tanesi Türk. Türk firmaları ve markaları, tekstil, inşaat, mobilya gibi sektörlerde yoğunlaşmışlar. Damat Tween, Koton, Colin’s, Network, İpekyol, Alfemo, Dorya, Goldaş ve Mado gibi onlarca Türk firmasının Dubai’de mağazaları var. Ünlü Palmiye adasının yapımında, STFA zemin dolgusu işi yapmıştı. Baytur, Güriş, Nurol, TAV, Yüksel, Zemtaş, Zetaş gibi holdingler de Dubai ile yoğun işbirliği içindeler. Dünyanın en büyük şantiyesi Dubai’deki inşaatlarda kullanılan demir ve çeliğin de yüzde 70’i Türkiye’den geliyor. Seramik gibi alanlarda da Türk firmaları ürünlerini bu piyasaya sokmaya çalışıyor.

Bir çölün içinde bir cennet ama yapay bir cennet yaratmanın Dubai’ye getirisi yüzde 8’lik büyüme oranı ve 1, 5 triyon dolarlık finansal ve ticari hacme sahip bir cazibe merkezine dönüşmüş olmasıdır. Dubai, artık uluslar arası değişimin bir merkezi haline gelmiştir ancak yanlış hesap, lüks ve gösterişe dayalı büyüme modeli bu sefer Bağdat’dan dönmüştür…Petrol’ün fiyatının düşmesi nedeni ile petrol gelirindeki azalma ve dünyada oluşan finans krizi ile Dubai, artık cennet olma vasfını yitirmeye başladı…rüya kabusa dönüştü. Aslında Dubai’nin bu krizi bir sene önceden belli idi, dış borçlar gitgide yükseliyor ve uluslar arası kredi kuruluşlarının puanı da düşüyordu…şimdi 80 milyar doları bulan bir borcun nasıl geri ödeneceği ve moratoryuma gidiş olabileceği, ertelenen dev projelerin tekrar hayata geçirilip geçirilemeyeceği konuşuluyor.

BAE Merkez Bankası devreye girdi, Dubai'ye ait 10 milyar dolarlık tahvili satın aldı ve bir10 milyar dolarlık tahvil daha alabileceği sinyalini verdi…Dünya piyasaları ile o kadar içiçe ki Dubai’nin batmasına asla izin verilmez…önecelikle Abu Dabi, Dubai’nin bir takım borçlarına kefil oldu. Ancak yine de, ABD, İngiltere ve diğer körfez ülkelerinde endişe sürüyor…zira petrolle başlayan ticaretle büyüyen zenginlik ve bu zenginliğin gelişmiş piyasalarla içiçeliği ekonomileri alt üst etmeye yeter görünüyor…

Dünya, krizden çıkıyoruz diye sevinmenin bir anlamı olmadığını , yüzlerine patlayan yeni balonlar halinde yaşamaya devam ediyor…

Ne diyelim, Dubai modeli büyüme çok da rasyonel değilmiş!

Hiç yorum yok: