Eğer ki vitrin çalışması değilse...Türkiye açılıyor!
Siyaset arenasında günün moda tabiri “açılım”. CHP, çarşaf,türban açılımı yapıyor. AKP, Alevi açılımı yapıyor. Kimileri bu açılım için “siyaset normalleşiyor” diyor, bazıları da oy avcılığına soyunulduğunu iddia ediyor.
Her iki görüş de doğru olabilir. Açılımlardaki samimiyetin, ne kadar gerçekçi olduğu, sadece siyaset vitrinini düzenleme çalışması mı yoksa dükkanın komple temizliği mi olduğu özellikle yerel seçimlerden sonra belli olacak.
Açılımlara itirazım yok sadece sorularım var;
Madem açacaktınız bugüne kadar neredeydiniz? Daha düne kadar türban konusunda, Alevi hakları konusunda birbirinize tam zıt görüşlerle saldırırken ne oldu da birdenbire siyasetde konum değiştirdiniz, açmaya başladınız?
Yıllarca fırtına kopardınız; “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı ile meydanlarda bas bas bağırdınız, türban takıyorlar, türbanı siyasi simge yapıyorlar, Atatürk devrimlerini hiçe sayıyorlar diye histeri krizlerine girenler sizler değil miydiniz? Laikliği sadece başı açık olmakla özdeşleştirip, her yerde kendinizi laikliğin koruyucu olduğunuzu iddia etmediniz mi?
AKP, türbanı siyasi simge yaptı diyerek, kapatılmasından yana tavır koymadınız mı? Laikliğe aykırı hareketlerin odak noktası görüp, kapatılması için alkış tutmadınız mı?
Yollarda gördüğünüz her türbanlıya, çarşaflıya tuhaf gözlerle bakarken, kılık kıyafet zabıtalığına soyunurken, bugün Atatürk’ün vesayeti altı oklu rozeti, çarşaflıya, türbanlıya takarak şimdi onlara kucak açmanızın sebebi nedir?
Türban, çarşaf sorun değildi de, neden Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını bu sorun üzerinden birbirine kin ve nefretle doldurdunuz? Neden halkın kutuplaşmasına sebep oldunuz? Neden toplumu uzlaştıracak yerde ayrıştırdınız?
Yüzyıllarca Alevi toplumunu olmadık tabularla yargıladınız, dışladınız, ezmeye çalıştınız. Alevi çocuklara zorla Sünni eğitimi verdiniz, Alevilerin ibadet yeri olan cemevi ve Alevi köylerine cami yapılmaması gibi pek çok taleplerini “uç nokta” olarak değerlendirdiniz. Şimdi ne oldu da birden bire ”Alevi açılımı” dilinizden düşmez oldu.
22 Temmuz öncesi ordunun e-muhtırasını demokrasiye çelme olarak nitelendirirken, Aktütün sonrası gösterilen parmakla nasıl da birdenbire duracak yerinizi değiştirdiniz? Milliyetçi oyları kazanma telaşı ile nasıl da es geçtiniz Kürt sorununu, “tek millet, tek vatan, tek bayrak” sloganına bürünüverdiniz?
Sormazlar mı?…“bunlar siyasetin vitrin düzenleme çalışmalarıdır, dükkanın arka tarafı ne alemde” diye.
Eğer açılımsa; açın bakalım geride kalanları, açın ve sorgulayın 12 Eylül’ü, Ergenekon’un derinlerine de inin, Susurluk, faili meçhuller, Madımak, Maraş, Çorum ve Malatya katliamları, Hrant Dink suikasti, Santoro cinayeti…açın bakalım tüm yolsuzluk dosyalarını, hayali ihracatları, gemileri, mısırları, parmaktaki balların kaynağını.
Eğer açılımsa ; sorgulayın bakalım 30 yıldır dinmeyen terörün sebep ve müsebbiplerini, Türkiye’nin belini büken askeri harcamaları, cezaevlerindeki işkenceden ölümleri, insan hakları ihlallerini.
Eğer açılımsa; açın demokrasinin önünü…dükkanın arkasını da temizleyin.
Açılımsa ; açın tüm Türkiye’nin önünü, ama en başta da kendinizi açın !
Halk da samimiyetinize inansın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder