28 Ara 2008

İşsiz adamın kafası atınca şiddet sokağa taştı

Sabahın köründe öyle bir olaya tanık oldum ki; Ekonomik kriz insanları insanlığından çıkarmış, daha da çıkaracak. Sosyal patlamalar yakındır.

Ne kadar saldırgan olduk! Son günlerde şiddet iyice arttı. Sabah sabah insanlar birbirinin gözünü oyacak kadar bu enerjiyi nereden buluyorlar. Enerji de denmez buna, kafayı yemeye beş kalmış.

Allahtan şu sanal dünya var da insanların biraz olsun öfkesini alıyor. Arada cam olmasa yandık ki ne yandık! Kafa göz kalmaz, ya allah ya bismillah ne verdiye hurra saldır.

Bir tane sokak köpeğim var, bekçi niyetine eğittiğim, akıllı ve dost bir “sokö”…sosyetik adı buymuş!…köpek markasız olurmuymuş hiç? Sabahın esselasında başladı havlamaya. Hayırdır dedim kalktım, çıktım balkona…feryat figan bir kadın sesi, daha gün ağırmamış bile.

Kadının yanında, bebek pusetinde 2 yaşlarında bir kız çocuğu, o da ağlıyor, ne olduğunu kestiremiyor, korku içinde. Bir de adam tepesinde… kadına vuruyor da vuruyor, tekme tokat allah ne verdiyse, etrafta da bir allahın kulu yok. Balkondan nasıl aşağı indim, uçtum bilmiyorum. Girdim aralarına, kafa göz adamdan nasibini alır mı almaz mı hiç düşünmedim.

Dedim ya sen kafayı mı yedin adam, sabahın köründe nedir derdiniz, üstelikte soğukta sokağın ortasında. Şu çocuğun haline bakın, dağ başı mı burası?. Kadının tek gözü zaten şişik ve mor belli ki yeni olmamış bu. Şiddetin evveliyatı var. Adam baktım bana diklenmeye başladı “sen de kimsin? sana ne? kadın benim değil mi?”.

Ya adam bir dur, bir kendine gel, baksana şu kadının, çocuğun haline…gözün dönmüşsün senin…Yok, adam ikna olmuyor, benim şalter iyice attı. Adam omzumu tutup sen karışma çekil kenara deyip beni de ittirince, deli kuvvetim böyle bazen lazım oluyor işte…adamı göğsünden tutup öyle bir silkelemişim ki adam uçtu sokağın ortasına, şap diye oturdu kıçının üstüne, yerden eblek eblek bana bakıyor. Ummadı benden böyle bir şey demek ki.

Balkondan benim köpek havlar, neredeyse atlayacak aşağıya, bağırtıya birkaç konu komşu camlara üşüştü. Dedim arayın 155’i gelsinler hemen. Millet öyle bakıyor, yav ne kadar duyarsız insanlarımız var. İnin bir aşağı bakın ne oluyor burada?

Ortalık biraz duruldu, adam toparlandı…dedim ki ahanda geliyor şimdi bana, gardını al Beran. Neyse bir zahmet bir komşu indi geldi yanımıza. Dedi ki 155 i aradım geliyorlar şimdi. Tuttu adamı kolundan…saydı verdi veriştirdi. Az sonra da 155 Polis İmdat geldi. Ne kadar çabuk geldiklerine de hayret ettim. Kadının ağlaması durdu bu sefer gözlerinde korku var.

Neyse, nedir ne değildir polis soruyor, kadın kapı duvar. Ya bacım konuşsana bunca dayağı yiyen sen değil misin? Iıhhh, çıt yok. “Şikayetçi değilim” demesin mi? Yuh dedim ya, yuh…Polis tutanak hazırladı hemen, adres kimlik tesbiti v.s. Dedi ifade verir misin. Veririm. Gün içinde arayacaklarmış beni. Karakola gelmenize gerek yok dediler. Onlar gelecekmiş.

Adamı aldılar götürdüler. Kadın, çocuk kaldı ortada. İki sokak yukarıda oturuyorlarmış. Götürdüm evlerine. Buz muz kompres, çocuğu sakinleştir. Sordum kadına neden bu dayak, ta sokakların orta yerine kadar? Hep mi böyle bu adam. Değilmiş. Bir ay önce işinden olmuş. Bir aydır kan kusturuyormuş. Neyse sakinleştirdim, döndüm geldim.

Bunun gibi binlercesi var toplumda. İnsanları insanlığından çıkardılar. Diyorum ya sosyal patlamalar yakındır.

Ekonomi doktorumuza bir kez daha hak verdim! Olay tamamen “psikolojik”…psikopata bağladık.

Hiç yorum yok: