Dolardaki hareketlilik devam ediyor.
Ekonomik kriz geldi geliyor, tsunami etkisi, domino teorisi, teğet geçmesi, derken kısa sürede kapımıza dayandı.
Sokaktaki insanın, ekonomik kriz denilince konuştuğu veya merak ettiği konular sadece işsizlik, hayat pahalılığı, ve doların hareketliliği. Hükümet ve ekonomi uzmanları dışında, kriz ekonomisinin makro dengelerini sokaktaki insan anlamak zorunda da değil. Bizler sadece krizin olası etkileri karşısında yaşam reflekslerimizi idare etmeye çalışıyoruz.
Fabrikalar ve iş yerleri birer birer kapanmaya başladı, iflaslar artıyor, işsizlik daha da bir hissedilir hale geldi. Sokaktaki insanda para yok, bu nedenle alış verişler kısılıyor ve haliyle ekonomi daralıyor.
Dolar fiyatlarındaki düşüş ve yükselişlere de meraklıyız. Paramız olsun olmasın “bak dolar yine yükseldi”, “dolar düşüyor” gibi söylemlerimizi çoklukla dile getiririz. Az biraz paramız olsun, dolar mı alsak, altın mı, yoksa faize mi yatırsak diye düşünürüz, biraz daha cesaretli olanımız da borsaya girer.
Çok değil daha Ağustos ayında “1 Dolar 1 YTL olur mu?” tahminleri yaptık, dolar liraya eşitlenirse olası etkilerinden bahsettik. Ve yine Ağustos’ta dedik ki; “önümüzdeki dönemde dünya genelinde ciddi kriz beklentileri var. Her şey bir anda tersine dönebilir. Tüm ekonomik dengeler altüst olabilir. Yabancı piyasaları iyi gözlemlemek gerekiyor”
İşte olan oldu; 3-4 ayda kriz kapıya geldi dayandı ve dolar yeniden 1.7 seviyesine kadar çıktı. Borsa dibe vurdu. Her ekonomik tahmin , bir takım varsayımlar eşliğinde yapılır. Önemli olan ekonomik göstergeleri iyi ve doğru değerlendirebilmek ve doğru önlemleri zamanında alabilmektir.
Şimdi vatandaş merak ediyor ve soruyor “ 1 Dolar=2 Türk Lira" olur mu acaba?
Bu ekonomik kriz verilerinde, doların herşey olması mümkün. Dolar inecek, çıkacak hesabına girip bu eğilimde olmak da doları artırır veya indirir. Ekonomide “beklentiler ve eğilimler” önemlidir.
Uzun dönemde doların ne olacağı tahmin etmek zor. Uzun vadede 1.6 seviyesinde korunacağı ve alınacak önlemlerle bu seviyede kalmasına zorlanacağı görünüyor. Kısa vadede ise 1.60 ın çok daha üzerinde çıkışlar da görülebilir.
Türkiye için önümüzde 3 kritik ay var, Aralık , Ocak ve Şubat;
Bankacılık sektörü yıl sonuna kadar 1.5 aylık dönemde, 3.8 milyar dolar tutarındaki toplam sendikasyon ödemesi veya yenilemesini gerçekleştirecek. Uzmanlar, bankaların sendikasyon dönemlerinde kura zorunlu bir talep geleceğini ve yabancıların bu durumu fırsat olarak görmesi ile sığ piyasada kurlarda yükseliş olabileceğine dikkat çekiyor.
Cari açığımız yüksek, ekonomi gitgide daralıyor. Kamuda ciddi bir borç yükü yok. Ancak özel kesimde ve bankaların borç yükü bir hayli fazla. 2009 da yüklü bir finansman ihtiyacı olacağı söylenebilir. Bu da doları yukarı çekecek ciddi bir etken.
IMF’ile yapılacak anlaşmanın içeriği de önemli. Göstermelik bir kredi sağlanması düşünülüyor ise kur artışı devam eder.
Merkez Bankası’nın zaman zaman döviz piyasasına müdahaleleri de olacaktır. Döviz rezervlerimizin yeterli olduğu söyleniyor ancak ekonomik kriz o kadar bıçak sırtındaki, bu rezervlerin kısa sürede erimesi imkansız değil.
Sonuç olarak ; 1 dolar 2 TL olur mu olmaz mı tahmini yapmak şu an için imkansızdır. Dolar alıp satarak para kazanma telaşına düşmeden önce ortalığın biraz yatışmasını beklemek en akılcı yöntem olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder