11 Kas 2008

KİRPİ


Herkes birbirini suçlu görüyor; suç ya doğuştan var oluyor etnik kökeni ya da dini inancı belirlenmiş olarak ya da sonradan oluşuyor siyasi görüş farklılığı olarak.

Birbirine günden güne artan bir kin besleyerek aynı ülkeye ait olmaya çalışıyoruz.

Hayvanlar gibi iç güdülerimizi de kullanamıyoruz ne yazık ki…Kirpiler kadar bile olamıyoruz.

Kullandığımız güdüler sadece kirpiden beter dikenlerimizi batırmaktan yana, üşütmekten, kavgadan, savaştan yana…

Karakışta sokaklarda, dağda tepede hayvanlar birbirine sokularak ısınırlarmış. Bakın karakış geldiğinde kirpiler nasıl bir çözüm buluyorlar, birbirlerine ısıtabilmek için o dikenleri ile nasıl yanaşıyorlarmış birbirlerine?

“Çok eski zamanların dondurucu bir kışı yaşanırken, bütün hayvanlar acımasız soğuktan çok etkilenmiş ve çok büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri olmayıp, kendilerini sıcak tutması mümkün olmayan dikenleri varmış. Bu durumdan çok endişe duyan kirpiler, en az zararla kışı geçirebilmek için meclislerini toplamış ve çözüm aramaya başlamışlar. Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına ve birbirlerine çok yakın durarak geceyi geçirmelerine karar vermişler. Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak ve aralarındaki hava akımını önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış. İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler. Ama daha önce hiç ön göremedikleri bir başka problem çıkmış ortaya. Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından kirpiler birbirlerini sivri oklarıyla yaralamışlar. Daha sonraki gece yaralanma korkusundan dolayı kirpiler, bu defa da birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu sefer de donmaktan kendilerini kurtaramamışlar. Ne var ki, her gece, bazen uzaklaşarak bazen de yakınlaşarak, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler. Bu değerli öğreti de onların hayatta kalmalarına neden olmuş.”

Hikayede anlatıldığı gibi kirpiler, iç güdüleri ile bir yöntem belirleyerek birbirlerine zarar vermeden karakışta ayakta kalmayı becerebilmişler, dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilmişler.

Karakış gelecek yine. Etrafı bembeyaz yapan karlar yağacak, tezatlığına inat kara ve kışın.

Ve biz bir kirpi haleti ruhiyesinde karşılamaya hazırlanıyoruz karakışı…dikenlerimiz kirpininkinden daha beter sert ve sivri.

O kadar sert ve sivri ki yine birbirimize sokulamayacağız, ısıtamayacağız birbirimizi.

Uzaklaştıkça soğuktan, yakınlaştıkça batan dikenlerden canlarımız yanacak bir kez daha gelen karakışta.

Öyle bir iklim ve öyle bir kutuplaşma ki yaşanan, insan ne alıp başını çekip gidilebiliyor bu diyarlardan ne de yaslanılabiliyor yakınlarında gezinip duran omuzlara.

Herkes birbirini suçlu görüyor, suç ya doğuştan var oluyor etnik kökeni ya da dini inancı belirlenmiş olarak ya da sonradan oluşuyor siyasi görüş farklılığı olarak.

Birbirine günden güne artan bir kin besleyerek aynı ülkeye ait olmaya çalışıyoruz.

İğne gibi dikenlerimizle birer kirpiye dönüştük…umarım bundan sonraki karakışlarda, biz insanlar da iç güdüsel bir yöntem bulup “ birbirimizi acıtmayacak kadar uzak, birbirimizi ısıtabilecek kadar yakın” olmayı becerebiliriz.

Kış ne kadar uzun sürerse sürsün bahar yine gelecek elbette.

Ancak birbirine yaklaşmak, yakınlaşmak için en uygun zeminin bu soğuk havalar olduğu bilindiği halde, görünen o ki herkes önümüzdeki bahara çok daha yalnız girecek bu gayretsizlikle.

Tam da karakış öncesindeyiz; dikenlerimizle birbirimizi yaralamadan ısıtabilmeyi, kirpiler gibi iç güdülerimizi kullanabilmeyi öğrenmeliyiz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Beran..
İnsna içindeki ışa bakmaya korkuyor.. Hele bir de "kirpi" gibi olamadığını fark edince!

El yordamıyla tanımak hayatı değil bu seninkisi.. Ruhunu eline aldınsa bilmem!

Günyadın.

Beran Uzer dedi ki...

:) Sevgili Şebnem, önce insanız sonra da insanız, bunun gerçekten özünü, anlamını kavrayabilsek,lafta kalmasa inan kirpi bile olsak yine de ısıtabileceğiz birbirimizi...teşekkürler ve sevgiler