23 Kas 2008

Benim çarşaflım senin çarşaflını döver


Yine "kadın" üzerinden siyasete başladık.

Türkiye on gündür çarşafa dolandı, daha da çarşaftan çıkacak gibi görünmüyor. Tüm problemlerimiz bir yana, çarşaf problemimiz bir yana.

“Benim çarşaflım masumdur” diyor Baykal. CHP ye katılan ve rozet takmış olduğu çarşaflı kadınların “masumane duygularla” örtündüğünü söyleyerek, “çarşaflılar sadece AKP li olacak, AKP ye oy verecek diye bir kural da yok” diyor.

“Çarşafın masum olarak örtülüp örtülmediğini kontrol edecek cihazın mı var?” diye soruyor Başbakan. “Bunu nasıl ölçeceksin?” diyerek bir nevi “benim çarşaflım seninkinden daha masum olabilir” demeye getiriyor.

Zaten siyasiler bunu hep yapıyor! Ne ekonomik kriz, ne açlık, ne yoksulluk, ne işsizlik, ne demokrasi, ne de insan haklarını düşünen var. Yine türban, yine çarşaf baş gündeme oturuyor. Tüm medya da çarşafa dolanan gündemi tartışıyor, konuşuyor, yazıyor.

Şimdi de konu, CHP rozeti takılan çarşaflı kadınların, çarşafını dini mi yoksa örf, adet gereği mi örtündüğüne getirildi. Döndük dolaştık en başa geldik...Yine "kadın" üzerinden siyaset.

Kara çarşafla dolaşan kadınlar tüm siyasilerin, medyanın, sokaktaki insanın ilgi odağı ve merakı haline gelirken, türban mı çarşaf mı derken, bu sefer de çarşaf siyasi simge haline getirildi.

Siyasette çözüm üretemeyenlerin “kadın” üzerinden siyaset yapmasının ne ilki ne de sonuncusu bu. Kimse dönüp demiyor ki Sultangazi’de CHP rozeti takılan kadınların kocaları hangi akla hizmet ederek karılarını bu toplantıya getirmiştir. Bu kadınların o törende ne işi vardı?

Kadınların siyasi hayatta rol almaları elbette şiddetle desteklenmesi gereken bir konudur. Keşke tüm kadınlarımızı evlerinden çıkartıp,siyasette ve mecliste söz sahibi hale getirebilsek. Keşke İspanya’da olduğu gibi Milli Savunma Bakanlığı dahil olmak üzere 9 kadın bakan bizde de kabineye girebilse.

Çarşaflı kadını törene getir, rozet taktırtıp CHP li yap, sonra? Sonra, “kadının yeri evi, kocasının dibidir, kayınpederim aradı, karının tv kameraları karşısında ne işi var dedi?”.

Ne işi var gerçekten, CHP li olupta Meclis’e sokulmasına izin verilmedikten sonra. Bir yandan diyeceksin ki "CHP ye üye olmuş her kişi, tüm vatandaşların hakkı olduğu gibi eğer seçilirse Meclis’te temsil yeteneği kazanabilir". Diğer yandan da tv lere çıkıp “biz bu çarşaflı kadınları Meclis’e sokmuyoruz ki”…

O zaman çarşaflı kadına süs olsun diye mi taktın o rozeti…Bunun adı AKP’nin “kadının türbanı” üzerinden siyaset yapması gibi CHP’nin de “kadının çarşafı” üzerinden siyaset yapmasıdır.

Kadın üzerinden siyaset yapmak zihniyeti var olduğu sürece daha çok kadına rozet takılır… işlevsiz, göstermelik, seçim rozetleri…

Gerçekten öyle bir cihaz olsa ki şöyle üstüne tuttuğun zaman hangi siyasetçi samimi hangisi değil gösterebilse tüm halka. Ne iyi olur.

3 yorum:

atesinsesi dedi ki...

türk siyesetindeki tıkanıklığın kökleri daha derinlerdedir. üç darbenin ve ittihat ve terakkiden devralınan çeteci yapılanmanın kurumsallaşmış paradikmasındadır. burada gericilerle(akp) tutucular(chp) aslında bir madolyonun iki yüzü gibidir. tüm bunlardan insanı kurtaracaksa olsa olsa bir dizedir şimdi...


vurulduk ey halkım unutma bizi!

Beran Uzer dedi ki...

Thank you megat:)

Beran Uzer dedi ki...

Vurulmak bizim kaderimiz mi? Sevgili ateşinsesi, değerli yorumunuz için teşekkür ediyorum. Blogunuzu okumaya başladım:) şiirlerinizi daha bir derinlemesine okumam gerektiğini hissettim...sevgiler:)