Türkiye’de büyük finans yatırımcıları kadar küçük yatırımcılar da huzursuz.
Ekonomik kriz tsunami gibi dalga dalga gelmeye devam ederken finansal piyasalar bugün de çalkalandı ve yine "Kara Pazartesi" yaşandı.
Bayram tatilinde piyasaların etkilenmeyeceğini söyleyenler yanıldı. Cuma gününden beri bugün de dahil borsa yerlerde sürünüyor... Üstelik; ABD’de kurtarma paketinin kabul edilmiş olmasına, Avrupa’da bazı ülkelerin Merkez Bankalarının piyasayı fonlama kararı almış olmasına rağmen.
Avrupa borsalarında kayıp yüzde 5, İMKB de yüzde 7 düşüş var. Dolar ise 1, 37 seviyelerine yükselerek son bir yılın zirvesine çıktı.
Japon Yeni, Euro ve Dolar'a karşı güçleniyor. Ekonomik krizin Avrupa’ya kayması Dolar ve Euro’nun Yen’e karşı hızla değer kaybetmesine neden oluyor.
Küçük yatırımcı elindeki üç beş kuruşluk şahsi tasarrufunu neye yatırmalıyım diye kara kara düşünüyor. Çünkü şu kriz ortamında dişinizden tırnağınızdan arttırdığınız birikim ile yatırım yapmak öyle pek kolay iş değil.
Borsa düşüşte, Dolar, Euro yükselişte.
Altın ise şu anda finansal krizin etkilemediği en risksiz yatırım aracı. Finansal krizin yayılmasının ardından altın yeniden bir yükseliş ivmesi kazandı.
Peki, bugün dövize mi yoksa altına mı yatırım yapmak lazım?
Bu sorunun cevabı için önce altın fiyatlarındaki duruma bakalım;
2006 yılı sonunda altının onsu 635 dolar, 2008 yılının birinci çeyreğinde 1050 dolara kadar çıkmış, sonra inişe geçmiş. 700 dolara kadar geriledikten sonra yeni bir ivmeyle yükselmeye başlamış. Şimdilerde 890-900 dolar/ons gibi bir fiyata ulaşmış durumda.
Geçmiş dönemlerde ekonomiler kötüye gittikçe, kağıt para değer kaybetmeye başladıkça altın hep revaçta olmuş, değer kazanmaya devam etmiş. Finansal yatırımcıların belirsizlik dönemlerinin güvenli sığınağı hep altın olmuş.
Petrol gelirleri artan Arap ülkeleri ile hızla büyüyen Çin ve Hindistan aynı zamanda geleneksel altın yatırımcısı ve ithalatçısı ülkeler. Bu ülkelerin altın talebi son yıllarda giderek artıyor. Buna karşılık rezervleri sınırlı olan altın arzında aynı artış yok.
Dünya’da altın rezervleri oldukça sınırlı, bilinen altın rezervleri 42 bin ton civarında. Rezerv sınırlı olduğu için de ekonomilerin kriz dönemlerinde altına talep artıyor. Talep arttıkça da fiyat artıyor.
Ayrıca altın, tek başına herhangi bir politika veya siyasi baskı ile değerine müdahale edilebilecek bir durumda değil. Paranın arkasında sadece parayı basan ülkenin güvencesi varken altının başka hiçbir ülke, kurum ya da kişinin bir yükümlülüğüne ihtiyacı yok... Tek başına bir değer ve değeri tamamen piyasada belirleniyor.
Bu nedenle altın, krizin derinliğinin tam olarak anlaşılacağı, ABD ile Avrupa’nın krize karşı tavrını netleştireceği önümüzdeki birkaç ay için iyi bir yatırım aracıdır. Bunun dışında da altın uzun dönemde her zaman iyi bir yatırım aracı olmuştur.
Altına yatırım yapmak şu kısa kısa dönemde de, uzun dönem de “küçük yatırımcı” için doğru bir tercihtir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder