12 Eki 2008

Türkiye'deki bankalar da huzursuz



Yakında Türkiye’deki bankacıların da ellerine bir mukavva kutu verirler, hadi özel eşyalarınızı toplayın” diyebilirler mi?

Son günlerde tüm dünyanın gözü ABD kaynaklı ekonomik krizde. ABD nin çözüm arayışları sürerken krizin İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki bankacılık sisteminde domino etkisi yaratması kaçınılmaz.

Elbette ki krizden etkilenen veya etkilenecek olan sadece Avrupa değil. New York borsasında Çin, Rusya gibi ülkelerin de işlem hacimleri göz önüne alındığında krizden ABD nin planladığı gibi 1 trilyon dolarla çıkılması zor görünüyor.

Uzmanlar buzdağının altında 5 trilyon dolara yakın bir risk olduğu görüşündeler. Bu doğrultuda Avrupa, Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerde de kriz için fonlar oluşturulması gerektiğinden bahsediyorlar.

ABD'deki krizle birlikte dünya yeni ekonomik düzenini ararken, Türkiye’deki bankacılık sistemi de huzursuz.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Erken'in yaptığı açıklamaya göre Türkiye'deki bankacılık sisteminin yüzde 42.7'si yabancılara ait.

Türkiyede’ki bankaların aktiflerinin toplamı 850 milyar dolar olduğu düşünülürse bunun yaklaşık 350 milyar doları yabancıların elinde demektir.

Peki, yabancı bankalar derlerse ki “bizim merkezimiz krizde, biz paraları toparlayıp merkezi finanse edelim”, buna nasıl engel olunacak veya engel olacak bir düzenleme var mı?

Türkiye’deki yabancı bankalar, ana bankayı kurtarmak için her türlü uygun olmayan finansman araçlarını kullansalar, borçlar, hisse senetleri gibi asıl finansal araçların yanında diğer türev enstrümanları da kullanarak denetime daha az takılsılar veya makyajlı bilançolarla kar-zarar durumlarını saklasalar, Türkiye’de de bankacılık sistemi çöker mi çökmez mi?

Türkiye'deki yabancı bankalar Türklerin mevduatlarını yurt dışındaki bankaya transfer ederlerse ve daha sonrada da bu yabancı banka batarsa TMSF nin bu kadar bankayı devralacak gücü var mı?

Bu soruların ışığında görünen o dur ki; BDDK ya her zamankinden çok daha fazla iş düşüyor.

Zira dünyada yaşanan krizin en önemli nedenlerinden biri de denetim eksikliğidir. Trilyon dolarların kontrolü iyice elden çıkmıştı.

Türkiye’de de denetim anlayışının mutlaka yeniden gözden geçirilmesi, bankacılık muhasebe kurallarının sıkılaştırılması, finansal piyasalar ve türev enstrümanları, borç verme ve borç alma konularında yeni kuralların acilen belirlenmesi gerekiyor.

Madem dünyadaki finansal sistem değişime girecek, uzun vadeli borç bulma giderek zorlaşacak, o zaman Türkiye’nin de yolları yeniden incelemesi zorunlu hale geliyor.

Bir yandan da Merkez Bankası ile Başbakan Erdoğan arasında süregelen faiz, enflasyon, büyüme tartışmalarına da son verilmesinin zamanı geldi de geçiyor bile.

Onlar tartışırken, ABD den başlayan finansman krizi bizim bankaları da haritadan silip süpürebilir ve bugün bir bankacı arkadaşımın dediği gibi “yakında Türkiye’deki tüm bankacıların ellerine de bir mukavva kutu verirler, hadi özel eşyalarınızı toplayın” diyebilirler.

Milyonlarca bankazede de cabası…

Hiç yorum yok: