14 Eki 2008

Engin Ceber, işkence ile gelen ölüm ve yola devam Türkiye !


Kim bu hala “işkence” ile “insan canı” almaya devam eden 12 Eylül bozuntuları?

Kim bu insanlık utancı cinayeti işleyenler?

Engin Ceber; suçu devrimci olmak, suçu solcu olmak, suçu yasal olan bir dergiyi halka dağıtmak…

Engin Ceber; 28 Eylül’de haftalık Yürüyüş Dergisi’ni 4 arkadaşı ile birlikte İstinye’de dağıtırken gözaltına alındı. İstinye Karakolu’nda işkenceye uğradı, darp edildi. Tutuklanmak üzere Metris Hapishane’sine gönderildi, burada da işkence gördü. Ve Metris'te öldü. Gözaltına alınması ile ölmesi arasında geçen süre 10 gün.

Gençlerin darp edildiği, İstinye Devlet Hastanesi tarafından resmen raporlandı. Hastane raporlarında, karakolda dövülen gençlerin, omuz, kol, sırt ve boyunlarında morluklar ve şişkinlikler olduğu ortaya çıktı.

Metris hapishanesi gardiyanları, “Cihan’la birlikte tutuklanan arkadaşı öldü” diyerek Engin Ceber'le birlikte gözaltına alınıp tutuklanan Cihan Gün ile görüşmek isteyen abisi Mahir Gün'e “Ne yapalım öldüyse, ölene Allah rahmet eylesin” dediler.

Avukatın, müvekkillerinden birisinin oturamaz, birisinin yürüyemez vaziyetine nasıl geldiklerine ilişkin sorusuna polislerin verdiği yanıt ise “kendilerini yerden yere attılar” olmuş.

Engin Ceber , Bingöl’den İstanbul’a göç eden işçi bir ailenin oğlu. 29 yaşında. İşsiz. Türk halk müziği dinler, Nazım Hikmet okur.

Engin Ceber’in babası diyor ki; Bana çocuğun yasal olmayan bir gösteride bulunmuş dediler. Hayır! Çocuğum yasal bir gösterideydi. Çocuğumun dağıttığı dergi de yasaldı. Engin’i sürekli göz altına alıyorlar ve her defasında işkence ediyorlardı. İşkenceden dolayı dişleri dökülmüştü oğlumun. Metris’e gönderdiler. Her gün işkence yaptılar. Hukuken zorunlu olmayan bir uygulamaya direndiği için, onurunu ayaklar altına aldırmadığı için demirlerle, sopalarla, suyla ıslatarak dövdüler. En sonunda öldürdüler ve bunu yapanlar hakkında bir soruşturma bile açılmadı. Hükümet “Avrupa yolunda, demokrasi yolunda yola devam, reformalara devam!” diyor ancak işkence gerçeğinin önüne geçmiyorlar. Başka Engin’ler ölmesin artık. Oğlumun canını alanların cezalarını çekmelerini istiyorum. Gerekirse AİHM’kadar gideceğim”.

12 Eylül’den yıllar sonra dahi değişmeyen bir zihniyet… Kana susamış, solcu öldürmeye and içmiş bir zihniyet.

12 Eylül mirası "sistematik işkence".

Türkiye’nin kirli insan hakları sicilinde tekrar yeni kapkara bir leke…

Adalet Bakanlığı soruşturma başlatmış.

Sonucunda suçlu (lar) 3-5 ay ceza alırlar, görevden men edilirler.

Sahi “kasten ve bilerek” adam öldürmenin cezası ne idi Türkiye’de?

Utanıyorum…İnsanlık adına, Türkiye adına utanıyorum.

Bitmez bu işkenceci 12 Eylül zihniyeti...

Hiç yorum yok: