Blogculuk ve vatandaş gazeteciliği, profesyonel gazeteciliğin rakibi haline mi geliyor?
“Bilgi çağını yaşıyoruz ve bilgi toplumu olduk derken” kendimizi internetin derinliklerinde blogların arasında bulduk…
Özgür ve demokratik bir ülkede en önemli güvencelerden biri, gerek siyasi gerekse ekonomik güç odaklarının baskılarından olabildiğince kendini soyutlamış medya kuruluşlarıdır.
Yıllar yılı söylendik durduk “gazeteler sahibinin sesi oldu, haber üreten ajanslar yönlendiriliyor, köşe yazarları patronun istediği gibi yazıyor, medya tekelleşti, haberler tek tip insan üretiyor” diye… Ama teknoloji o kadar büyük bir hızla ilerledi ki bir yandan ayak uydurmaya çalışırken diğer yandan basım yayın konusunda da inanılmaz olanaklara kavuştuk.
“Dördüncü kuvvet” kategorisinden hızla yukarılara doğru tırmanma eğiliminde olan medya, internet ve telekomünikasyon teknolojisindeki gelişmeler sonucunda yepyeni bir kavramla tanıştı… "Yeni medya”
Basım yayın dünyası kendisini “yeni medya” kavramının tam merkezinde buldu. İnternet haberciliği ve internet medyası hızla devreye girdi.
Önceleri yeni medya kavramını gazeteleri internet üzerinden okumak veya varolan medya araçlarına bilgisayar üzerinden daha kolay ulaşmak olarak algıladık. Ancak basım yayın dünyası internet haberciliğine yoğunlaşırken, biz haber tüketicileri de kendimizi blogların arasında bulduk.
Artık biz sıradan insanlar sadece haber izlemekle kalmayıp haber üretenler de olabilirdik!
Önce kullanıcı kaynaklı sözlüklerde insanlar kendilerini ifade etmenin keyfine vardı. Daha sonra kendimize kişisel bloglar hazırlayarak, bloglarımızda kendimizi özgürce ifade etmeye ve yaygınlaşan internet sayesinde haberi, haber saydığımız her şeyi başkalarıyla paylaşmaya başladık.
Yeni medya sistemi “vatandaş gazeteciliği” dediğimiz kavramı da beraberinde getirdi.
Günümüzde dünyadaki etkin medya kuruluşları, hazırladıkları blog formatlarında vatandaş gazetecilerin yani blogcuların haberlerine, ekonomik, politik ve güncel yorumlarına yer veriyor ve bunun teknik alt yapısını oluşturuyor.
Ancak biz vatandaş gazeteciler, eğitimli, profesyonel gazeteciler değiliz. Bu da bloglarda gazetecilik değerlerinin nasıl korunabileceği tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Şu da var ki; Türkiye’de şu an için maddi bir kazanç sağlamadan bilgiyi ve haberi üreten, aynı zamanda aktif birer katılımcı olan blogcular, profesyonel gazetecilerden daha sorumlu davranıyor diyebiliriz. En azından yanlış ve yalan bilginin dolaşımına izin vermemeye çalışıyoruz. Kendi izleyici kitlemizi yaratmaya gayret ediyoruz.
Pek çok tüketici kökenli içerik neredeyse en az profesyonel yorumcuların hazırladıkları içerikler kadar iyi.
Bu nedenle; vatandaş gazeteciliği ve blogların artması, profesyonel gazetecilerin daha da profesyonelleşmesini sağlayacaktır. Medya profesyonellerine her zaman ihtiyaç duyulacak ancak herkesin haber yapabiliyor olması karşısında klasik medya şirketlerinin zayıf kalmaması için yeni stratejiler oluşturması gerekiyor.
Sonuç olarak; bloglar medya dünyasının değişen yüzü oldular. Önemli olan bu durumun devam ettirilmesi… Bu sorumluluk da blogculara düşüyor.
“Blogculuk” bir özgürlük ve geleceğin medyasının bloglarla şekilleneceğine inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder