30 Eki 2008

Ekonomik kriz gençlerimizin geleceğine ipotek koydu

Gençlerimiz imdat diyor, "imdat ! kurtarın bizi". Gençlerimiz işsizliğin pençesinde...

Ekonomik kriz kapıda, kriz kapıya dayanmadan önce de ekonominin bir ayağı hep çukurda idi. Üstüne dünyayı sarsan kriz eklenince, etkiler kendisini göstermeye başladı bile.

Türkiye’de gerçek işsizlik oranı şu anda yüzde 20 civarında . Ekonomik krizin reel sektörü etkilemesi kaçınılmaz ve çoğu fabrikada, işyerinde, küçük ölçekli işletmelerde işten çıkarılmalar şimdiden başladı.

İşsizlik sorunundan en çok etkilenen kesimlerden biri de 15-24 yaş arası gençlerimiz. Bir de kangren olmuş eğitim sorunu, toplumdan dışlanmalar, parasızlık, cinsel problemler, sanal dünyaya kapanma ile birlikte gençlik iyiden iyiye bunaldı.

Dünya Bankası İnsani Kalkınma Sektörünün hazırladığı "Türkiye’nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak, Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye’nin Kalkınması" konulu raporda, Türkiye’de genç nüfusun istihdam sürecinde yaşadığı zorluklara yer verilmiş. (radikal.com.tr)

Rapora göre; 15-24 yaş arası genç nüfusun sadece yüzde 30'u istihdam ediliyor. Gençlerin yüzde 40'ı ne okula gidiyor ne de çalışıyor (Türkiye’de 15 milyon genç nüfus olduğu düşünüldüğünde 7 milyonu hem işsiz hem de okumuyor) . Özellikle iyi eğitimli genç kadınların durumu bir önceki nesilden kötü.

2006 yılında genç işsizlik oranı yüzde 20 imiş. Türkiye’de gençlerin faal olmama oranlarının gittikçe artarak "endişe kaynağı" olduğu ifade ediliyor.

Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizler, gençlerimizin geleceğine ipotek koydu. Devletin ödediği dış borç faizleri, bütçeden eğitim ve sosyal güvenlik hizmetlerine ayırabildiği miktardan fazla.

Peki, bu krizlerin ve birikmiş borçların sorumlusu gençlerimiz midir?

Mevcut toplumsal yozlaşmalar, parasızlık, işsizlik korkusu, eğitimdeki tatminsizlikler, aile içi veya karşı cinsle ilişkilerde tutarsızlıklar ,toplumdan dışlanmalar, büyük şehire göç zorunluluğu gençleri girdabın içine çekerken, gelecekten umudunu yitiren gençlerin içindeki enerjiyi boşaltmak için farklı yollara sapmaları işten bile değil.

Kandırılarak tarikatların kucağına düşenler, ellerine taş ve sopa verilerek teröre bulaştırılanlar, kapkaç ve hırsızlık amaçlı kullanılanlar, uyuşturucu batağına girenler, cinsel sapkınlık içinde bulunanlar da bu işsiz ve eğitimsiz gençlerin içinden çıkmıyor mu?

Özellikle doğuda aile bireylerinin fazla olmasından kaynaklanan insan gücü potansiyelinin hiçbir alana yönlendirilmemesi, toplumda bir huzursuzluğa neden oluyor. Gençler bunun aile içi geçim sıkıntısının yanında geleceğe dair ümitsizliğe ve kaygıya yol açtığını da dile getiriyorlar.

Gençlerimizi daha dinamik, okuyan, düşünen, üreten, iş bulabilme umudu taşıyan, memleket meselelerine duyarlı hale getiremezsek aydınlık bir geleceğimiz olabilir mi?

Gençlerimize bütçeden ayrılan kaynaklar mutlaka artırılmalıdır. İşsizlik fonunda birikmiş olan kaynaklar genç işsizliği ile mücadelede başvurulacak bir kaynak olarak kullanılmalıdır. Gençleri istihdam edecek işyerleri vergi indirimi ile teşvik edilmelidir.

Üniversite açmakla bu iş bitmiyor, mesleki eğitime de yönelmelidir. Gençler üniversiteye kayıt yaptırmak için harcını bile zor denkleştiriyor. Eğitim olanaklarındaki yetersizlik gençlerin durumunda ciddi tehlikeler yaratıyor.

Her fırsatta genç nüfusa sahip olmakla övünen Türkiye, genç nüfusun taşıdığı dinamik potansiyeli heba etme noktasındadır. Bu nokta "sosyal patlama" lara davetiye çıkarıyor.

Gençlik “imdat” diyor. İmdat !

Acilen bu sese kulak vermeli !

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İlk kez çocuklara yönelik olumlu bir kaç adım atılıyor derken "okul öncesi eğitimin zorun hale getirilmesi gibi..." son yaşanan "istirmar" halleri tekrar düşündürür oldu hepimizi..
Aslında kayıp bir gençlik var. Şıkların içinden hayatını seçmeye çalışan.
Bu ülkede okumak doğum kontrol yöntemi, evliliği ötelemek için bile kullanıldı. Sistemin içinde kalan çocuk korundu sandı. Ortaya eğitimli "cahiller" çıktı..
Ekonomik krizin yansımaları....
Ergenlik! Bu birysel keşifte yanlız kalan çocuklarımız..
Yine ince fikirini güne yansıtmışsın sevgili Beran..
Yüreğine sağlık!

Beran Uzer dedi ki...

Bana göre gençliği son yıllarda iyice kaybetmeye başladık.Sevgili uzağa giden kadın, gençlik sadece büyük kentlerde yaşayanlar değil,doğuda ve kırsal kesimde bildiğin gibi pek çok problem var.Bugün bu çocukların,gençlerin eline taş verilip teröre kışkırtılıyorsa bu gençlikte bir problem var,sahipsizlik var demektir...çok sevgiler